Blog Listem

27 Mayıs 2009 Çarşamba

SAKARYADAN BİR KARAR DAHA

www.tips-fb.com


Bu haber çek kurbanlarına!



Sakarya 1nci Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi mahkeme olarak karşılıksız çek suçundan yine tahliye kararı verdi. Karar sayısı 20 'ye ulaştı.İŞTE SON KARAR

SAKARYA 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİNİİ HAFTABAŞI ALDIĞI KARAR İLE CEZAEVİNDE ÇEK KANUNUNA MUHALEFET SUÇUNDAN TUTUKLU BULUNAN B.Y. İÇİN TAHLİYE OLDU
SAKARYA 1NCİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ MART AYINDA DA KARŞILIKSIZ ÇEK VERMEKLE İLGİLİ OLARAK YASADA BOŞLUK OLMASI NEDENİYLE KARŞILIKSIZ ÇEK VERMEK SUÇUNDAN CEZAEVİNDE TUTUKLU BULUNANLARIN AVUKATLARININ YAPTIĞI İTİRAZ ÜZERİNE TAHLİYE KARARI VERMİŞTİ
SAKARYA AĞIR CEZA MAHKEMESİ BUGÜNE KADAR ÇEKLE İLGİLİ OLARAK ASLİYE CEZA MAHKEMESİNİN VERDİĞİ TEVKİFE İTİRAZIN RED EDİLMESİYLE İLGİLİ KARARA YAPILAN İTİRAZLARDA 20 AYRI DAVA DOSYASINI KARARA BAĞLAYARAK ÇEKTEN TUTUKLU BULUNANLAR HAKKINDA TAHLİYE KARARI VERDİ

İŞTE MAHKEMENİN SON VERDİGİ ÇEKLE İLGİLİ KARAR
Hükümlü Bülent Yazıcı vekili Av. .........tarafından Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin 03.04.2009 tarih ve 2008/..Esas, 2008/... Karar sayılı ek kararı ile hükümlü vekilinin talebinin reddine ve mahkemelerinin 29.07.2008 tarih ve 2008/...Esas, 2008/2... Karar sayılı ilamının değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına ve infazın devamına dair kararına dosya içeriğine göre süresi içerisinde; müvekkilinin 3167 Sayılı Kanuna Muhalefet nedeni ile para cezasına mahkum edildiği, 5275 Sayılı Yasanın 98. maddesi uyarınca yaptıkları başvurunun reddedildiği, bu kararın 5237 Sayılı TCK nun 5, 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesi, 3167 Sayılı Yasanın 16. maddesi ayrıca TCK 20.43.52,53,60,61 maddelerinde yer alan düzenlemelere aykırı olduğu, 31.11.2008 tarihi itibari ile karşılıksız çek keşide etmek eyleminin suç olmaktan çıktığı, böylece suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hükümlü hakkında verilen cezanın yasal dayanağının kalmadığı iddiası ile Sapanca Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 03.04.2009 tarihinde infazın devamına ilişkin ek kararın itiraz incelemesi ile kaldırılmasını ve hakkında tayin edilen cezanın bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmasını istemiştir.
İddia makamının mütalaası alındı, dosya incelendi
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Konu ile ilgili yasal durum incelendiğinde;
1-3167 Sayılı Yasanın 16. maddesinde :
(1) Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Ancak verilecek para cezası seksenmilyar liradan fazla olamaz. Bu miktar, 01/03/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun ek 2 nci maddesine göre her yıl artırılır. Bu suçtan mükerrirlere, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
2 – 5237 Sayılı TCK nun 2/1-3 madde ve fıkralarında ;
(1) "Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz."
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.
3- 5237 Sayılı TCK nun 5/1 madde ve fıkralarında :
"Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır. "
4-5237 Sayılı TCK nun 52/1-2-3 Madde ve fıkralarında;
(1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.
(2) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.
(3) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. "
5-5252 Sayılı Yasanın 5349 Sayılı Yasanın 6. Maddesi ile değişik Geçici 1. Maddesinde:
(1) Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.
6-5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 madde ve fıkrasında:
(1) Mahkûmiyet hükmünün yorumunda veya çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği ileri sürülür ya da sonradan yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehinde olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir.
(3) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılan başvurular cezanın infazını ertelemez. Ancak, mahkeme olayın özelliğine göre infazın ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir.
7- 5275 Sayılı Yasanın 101/1-3 Madde ve fıkrasında:
(1) Cezanın infazı sırasında, 98 ilâ 100 üncü maddeler gereğince mahkemeden alınması gereken kararlar duruşma yapılmaksızın verilir. Karar verilmeden önce Cumhuriyet savcısı ve hükümlünün görüşlerini yazılı olarak bildirmeleri istenebilir.
(3)Bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir." hükümleri bulunmaktadır.
Ayrıca TBMM tarafından 5728 Sayılı Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlar ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile düzenleme yapıldığı ve bu kanunun yürürlükte olduğu ancak yapılan bu düzenlemeler içerisinde 3167 Sayılı Yasanın 16. Maddesi ile ilgili bir düzenlemenin bulunmadığı da ortadadır.
Kararına itiraz edilen mahkemenin itiraz edilen kararında; 5252 Sayılı Kanunun geçici 1. Maddesinde 5560 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik üzerine belirlenen 31.12.2008 gününe değin, diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümlerinin düzeltilmesinin öngörüldüğü halde bu kapsamdan olarak yasa koyucu tarafından 5728 Sayılı "Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacıyla Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"u va'zettiği, dolayısıyla da uyumlaştırılması murat olunan diğer kanunların bu kapsamda yeniden düzenlenildiği., ancak bu çerçevede 3167 Sayılı Kanun hükümlerinin ayrık tutulduğu, bunun ise tamamen mevzuatın "Özel" niteliğinden kaynaklandığı, hal böyle olunca da Yargıtay Yüksek Dairesi'nin pek çok uygulamalarında da "özel yasa " niteliğinden dolayı pek çok uygulanabilir (önödeme-uzlaşma...gibi) hukuk müessesesinden ayrık değerlendirildiği nazara alındığında, ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil eden çeklerden dolayı tayin olunacak ceza hükmünde de "çek bedeli kadar adli para cezası" olmasında hukuken aykırı bir durum görülmediğinden" sanık vekilinin talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yürürlükte olan yasal durum incelendiğinde; TCK nun 5/1 maddesinde bu kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı belirtilerek ceza hukukunda yeknesaklık sağlanmak istenmiştir.
Bu amaçla 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; diğer kanunların TCK nun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31.12.2008 tarihine kadar uygulanır hükmü konulmuş ve bu süre yeniden uzatılmamıştır.
Yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. Madde hükmünü dikkate alarak " Temel Ceza Kanunlarına Uyum Amacı ile Çeşitli Kanunlarda ve Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" adı altında 580 maddeden oluşan 5728 Sayılı Yasayı çıkartmış ve bu yasa yürürlüğe girmiştir.
Buradan da anlaşıldığı üzere yasa koyucunun amacı TCK nun genel hükümlerinin bütün özel yasalarda ve ceza hükmü içeren yasalarda uygulanmasını sağlamaktır.
5237 Sayılı TCK nun 52. maddesi dikkate alındığında adli para cezasının tanımının yapıldığı görülmektedir. Buna göre adli para cezası , beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmadığı hallerde 730 günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması sureti ile hesaplanan meblağın hükümlü tarafından devlet hazinesine ödenmesinden ibarettir
Bu maddenin 1. fıkrasında bulunan "kanunda aksine hüküm bulunmayan haller" tanımının adli para cezası gün sayısının bu genel düzenlemeye aykırı olarak 730 günün altında veya üstünde düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de geçerli olduğu anlamındadır. Buradan da anlaşıldığı üzere TCK genel hükümlerinde gün adli para cezası sistemi benimsenmiştir.
3167 Sayılı yasanın 16. maddesi değerlendirildiğinde; "..... çek bedeli tutarı kadar ağır para cezası (adli para cezası) ile cezalandırılırlar . Ancak verilecek para cezası 80 milyar liradan fazla olamaz. " hükmünün bulunduğu, bu düzenlemenin gün para cezası içermemesi nedeni ile TCK nun 52/1 maddesine uygun olmadığı ortadadır.
Yasa koyucunun 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sözünü ettiği diğer kanunlar içerisinde 3167 Sayılı Yasanın da olduğu hususunda tereddüt yoktur. Buna göre 3167 Sayılı Yasada bulunan ve 5237 Sayılı TCK nun 1.Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümler 31.12.2008 tarihine kadar uygulanabilecektir. Bu düzenlemenin mevhumu muhalifinden 3167 Sayılı (özel) Kanunun TCK nun 1. kitabının 52. maddesinde düzenlenen gün para sistemine aykırı olan ceza kuralının 31.12.2008 tarihinden sonra uygulanmayacağı 5252 Sayıl Yasanın geçici 1. Maddesinin emredici hükmüdür. Kaldı ki yasa koyucu 5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesini dikkate alarak 5728 Sayılı Yasa ile özel yasalarda ayrıntılı düzenlemeler yapmasına rağmen 3167 Sayılı Yasada herhangi bir düzenleme yapmamıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı'nın http://www.kgm.adalet.gov.tr/basbakanlik/cekkanunu.pdf adresinde bulunan ve Çek Kanunu Tasarısı Taslağı olarak Başbakanlığa gönderilen metnin 5/1 madde ve fıkrasında "Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî paracezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz." düzenlemesinin bulunduğu, bu düzenleme dikkate alındığında yasama organının büyük çoğunluğunu oluşturan yürütmeyi (hükümeti ) temsilen Adalet Bakanlığının da itirazı reddeden mahkeme ve red kararında belirtilen Yargıtay Dairesinin inancına aykırı olarak çek kanununda verilecek adli para cezasının gün para sistemine uygun olması gerektiğini öngördüğü, bu durum karşısında subjektif değerlendirme niteliğinde olan "çekin ekonomik düzenin önemli bir ödeme aracı teşkil etmesi" bu nedenle 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesindeki düzenlemenin değiştirilmediği yani ayrık tutulduğu (temel düzenlemeden istisna edildiği) yönündeki değerlendirmenin mevcut yasal durum karşısında yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yasa koyucunun atlama yaptığı, bir konuyu unuttuğu kabul edilemeyeceğine ve yukarıda da değinildiği gibi bu konuda değişiklik yapmak için Başbakanlığa kanun tasarısı taslağıda sevk edildiğine göre yürütmenin, (hükümetin ) ve yasa koyucunun (TBMM'nin) muradının 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesi ile düzenlenen ceza kuralının ortadan kalkması ve yeni yasal düzenleme yapılana kadar bu ceza hükmünün uygulanamaz olmasını sağlamak olduğu kabul edilmelidir. Çünkü ceza kuralları uygulanmak amacı ile konulur. Uygulanamayan bir ceza kuralı kaldırılmış demektir. Uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak kaldırılma dışında yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermek gerek Anayasa'da yapılan temel haklar ile ilgili düzenlemelere, temel hak ve özgürlükleri içeren Uluslararası Sözleşme hükümlerine ve gerekse Türk Ceza Kanunun 2. maddesinde düzenlenen kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz, kanunlarda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz kuralına da aykırıdır.
Bu yasal durum karşısında hükümlünün, 31.12.2008 tarihinden itibaren zımni olarak yürürlükten kaldırılan ve yerine yeni hüküm konulmaması nedeni ile cezasız bırakılan karşılıksız çek keşide etmek eyleminden dolayı cezalandırıldığı, hükümlü müdafiinin yaptığı itirazın hukuka uygun olmayan mülahazalarla red edildiği, itirazın yasal ve yerinde olduğu anlaşılmakla, 5275 Sayılı Yasanın 101/3 madde ve fıkrasının verdiği yetkiye dayanarak ve hükümlünün telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasını engellemek amacı ile 5275 Sayılı Yasanın 98/1-3 maddesi gereğince mahkumiyet hükmünün yorumunda ve çektirilecek cezanın hesabında açıklanan nedenlerle duraksama olduğundan 3167 Sayılı Yasada yeni bir düzenleme yapılana ya da 3167 Sayılı Yasanın 16/1 maddesinin açıkça yürürlükten kaldırılması anına kadar infazın ertelenmesine, yasa koyucunun yeni bir düzenleme yapması halinde hükümlünün durumunun yeniden mahkemesince ele alınarak değerlendirilmesi için itirazın kabülü ile hükümlüye Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin 29.07.2008 tarih ve 2008/134 esas, 2008/203 karar sayılı ilamı ile verilen adli para cezasının infazının durdurulmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hükümlü B.Y. vekili Av .... yapmış olduğu İTİRAZIN KABÜLÜNE,
2-Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin 03.04.2009 tarih ve 2008/... Esas, 2008/203 Karar sayılı EK KARARININ KALDIRILMASINA
3-Sanık hakkında Sapanca Asliye Ceza Mahkemesinin 29.07.2008 tarih ve 2008/134 Esas, 2008/203 Karar sayılı ilamı ile verilen 8.000,00 .- TL, adli para cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA,
4-Dosyanın gereğinin yerine getirilmesi için Sapanca Asliye Ceza Mahkemesine iadesine,
Karardan bir örneğin hükümlü vekiline TEBLİĞİNE ,
Dair; 5275 Sayılı Yasanın 101/3 ve CMK nun 271/4 madde ve fıkrası gereğince incelenen dosya üzerinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.22.05.2009

www.medyabar.com

Devamını Okuyun

26 Mayıs 2009 Salı

Bu ceza 'çek'mekle bitmez

www.tips-fb.com

Bu ceza 'çek'mekle bitmez
26 Mayıs 2009 Salı

Karşılıksız çek konusunda farklı mahkeme kararları, TCK’nın cezaların niteliği ve ceza sorumluluğuna ilişkin kurallarla, 3167 sayılı Çek Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin birbirine uymaması ‘işadamlarının kabusu’ konumuna gelen bu sorunu deyim yerindeyse kangrene çevirdi.
Üniversite tahsili yapmış evli ve 2 çocuk babası bir iş adamı da 70 bin karşılıksız çek mağdurlarından biri! İflas ettiği için borçlarını ödeyemiyor. ‘Yardım edin’ diye gönderdiği mailde, piyasada bulunan çekleri yüzünden hakkında hapis cezası verilerek tutuklama kararı çıkınca evi terk ettiğini belirtiyor.
Israrla, ‘ekonomik suça ekonomik ceza' tezini savunan işadamı, hapse girerse borcunu ödeyemeyeceğini gerekçe göstererek, kaçak olarak çalıştığını vurguluyor.
Kendisini kaçmaya iten neden olarak da kanunlarda yapılan yeni değişiklikler ve mahkemelerin bu konuda farklı kararlar almasını gösteriyor.
“Dünyanın neresinde karşılıksız çek için hapis cezası var. Ayrıca 3167 sayılı Çek Yasası 31.12.2008 tarihinde yenilendi. Mevcut durumda çek için hapis cezası verecek bir yasa olmamasına rağmen mahkemelerin bazıları tahliye ve beraat verirken, bazıları cezaya devam etmektedir” diye isyan ediyor.
Hükümet ise çek istismarını önlemek için yasal düzenlemeler konusunda ince eleyip sık dokuyor. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Usul Hukuku Anabilimdalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer’in ‘Karşılıksız çeke hapis cezası yok” şeklindeki açıklamaları da binlerce kişi umutlandırıyor.
Sözüer’e göre, Çek Kanunu’nda ilgili değişiklik yapılmadığı için 31 Aralık 2008’den itibaren yenilenen TCK’nın genel kuralları Çek Kanunu’nun cezalarına ilişkin kuralları ortadan kaldırıyor. Sözüer, ayrıca şu an hapiste olanların da çıkması gerektiği fikrini savunuyor.
Bu arada çek istismarcılarının arkasına sığındığı TCK’nın 711’nci maddesinde değişikliğin nasıl yapılacağı henüz netleşmediği için sorunlar giderek büyüyor.
Bazı işadamları krizi gerekçe göstererek çeklerini ödeyemedikleri için mağdur olduklarını öne sürüyor ama ya karşı cephede yer alanlar…
Bankaya gittiğinde eli boş dönen ve bu yüzden de batma noktasına gelen işadamının zararını kim giderecek?
Çeki yazan kişinin kasıtlı olup olmadığı nasıl belirlenecek? Görünen o ki, ticarette bir ödeme emri olarak bilinen ‘çek’le ilgili tartışmalar uzun süre devam edecek…

HABERTÜRK
orhanpala@haberturk.com

Devamını Okuyun

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Karşılıksız çek sayısı patladı KOBİ'leri cezaevi korkusu sardı! - M. Rauf Ateş

www.tips-fb.com


Üretimi olan, ürünü müşteri bulan bir KOBİ sahibi düşünün...

HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ

Devamını Okuyun

24 Mayıs 2009 Pazar

TC ANKARA 10 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

www.tips-fb.com


TC
ANKARA 10 ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2007/948
KARAR NO : 2008/220

HAKİM : İBRAHİM EKDEMİR 22085
C.SAVCISI: ARAP LÜTFÜ KARAKUŞ
KATİP : HÜSEYİN KARAKUŞ
KATILAN : A.. G..
VEKİLLERİ: Av. HÜSEYİN BUZOĞLU
HÜKÜMLÜ : Ö.K. ÇANKIRI ORTA K2 TİPİ KAPALI CEZAEVİNDE TUTUKLU
SUÇ : Karşılıksız Çek keşide etmek
SUÇ TARİHİ : 27/10/2006
ASIL KARAR TARİHİ: 12/03/2008
EK KARAR TARİHİ: 13/05/2009


Orta C.Başsavcılığı muhabere bürosunun 24.04.2009 tarih 2009/289 sayılı yazısı ile gönderilen 14.04.009 tarihli dilekçesi ile hükümlü Ö.K kendisi kakında verilen cezaya dir infazın durdurulmasına karar verilmesini talep etmekle:
Mahkememiz C.Savcısının yazılı görüşü CMK.33 uyarınca alındıktan sonra dilekçe ve dava dosyası birlikte tetkik edildi.
TÜRK MİLLETİ ADINA GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ
Hükümlü hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan kamu davası açılmış olup davaya konu çekin tetkikinde
22.11.2006 keşide tarihli olmasına rağmen bu tarihten önce 27.10.2006 tarihinde bankaya ibraz edildiği görülmektedir.
28.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5858 sayılı SK nın 18. maddesi ile 4814 sk’da 3167 sayılı kanuna geçici 2. madde eklenmiştir.
4814 skd 3167 sk’nın 16/ b-2 maddesinde
“ çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı 8.maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte doğar”
hükmü yürürlükte iken bu yasa maddesi üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın geçici ikinci madde kanuna eklenmiştir.
5237 sayılı TCK nın 7/1-2 maddelerinde “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilmez ve güvenlik tedbiri uygulanmaz böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar. suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur içermektedir.
Geçici ikinci maddenin gerekçeleri ne olursa olsun keşide tarihinden önce çeklerin geçersizdir hükmü getirildiğine göre Bu kuralın yargılaması biten hükümlülere ve cezası süren sanıklara lehe olması sebebiyle uygulanması yasal zorunluluktur.
HÜKÜM: Bu nedenlerle,
Hükümlü Ö.K nın talebinin kabulüne
5858 sayılı kanunun 18. maddesi ile eklenen geçici 2. madde uyarınca hakkındaki İNFAZIN HEMEN DURDURULMASINA
Ek kararın, infaz evrekının infaz edilmeden hemen iadesi için Orta C.Başsavcılığı infaz bürosuna FAX ile gönderilmek üzere kararın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine
İnfaz evrakın geldikten sonra duruşma açılarak işin esasına ilişkin karar verilmesine
Kararın katılan vekili ve hükümlüye ayrı ayrı tebliğ edilmesine
Dair talebe uygun tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde Ankara Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/05/2009
Hakim : 22085
Katip : 86482

Devamını Okuyun

23 Mayıs 2009 Cumartesi

Çekteki karmaşa bitsin

www.tips-fb.com



Çekteki karmaşa bitsin

Uzun süredir çek kanunu ile ilgili tartışmalar sürüyor. Biz de bu konudaki gelişmeleri sizlere aktarıyoruz. Fakat kanunun uygulanması yönünde karmaşa devam ediyor. Hergün onlarca okurumuzla görüşüyorum. Türkiye'nin hemen her bölgesinde farklı kararlar veriliyor. Kimi mahkemeler ve savcılıklar eski çek kanununun 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla hükmünün kalktığı yönündeki yorumlara katılıp beraat ya da tahliye kararı veriyor. Kimi mahkemeler ise bu yoruma katılmıyor ve hapis cezalarını uygulamaya devam ediyor. Bu arada daha önce anlattığımız yeni çek kanunu tasarısı ise yasalaşmayı bekliyor. Bu yeni kanunun da aslında mevcut durumu pek değiştirmediği yorumları yapılmaya başladı. Bütün bu gelişmelerden anlaşılıyorki ortada bir hukuki karmaşa var. Bunu ortadan kaldıracak olan da yargı makamları ile kanun koyucular. Bu düzenlemeler geciktikçe mağduriyetler de artıyor. Üstelik hem karşılıksız çek verenler mağdur oluyor hem de bu çekleri tahsil edemeyen alacaklılar.

Alacaklının hukuku
İşin bu yönünden bakarsanız malını satmış ama parasını alamamış binlerce insan da mağdur durumda. Sadece karşılıksız çek verenlerin değil alacaklıların da hakkının savunulması gerekiyor. Onlarda çekleri tahsil edemediği için işyerlerini kapatmışlar, iflas etmişler. Oysa paraları alsalar hiç
sorun yaşamayacaklar.

FARUK ERDEM

Devamını Okuyun

21 Mayıs 2009 Perşembe

ÇEK MAĞDURU MİLLETİN UMRUNDA MI

www.tips-fb.com

Toplumdaki yaranın kangren haline gelmesine medyada adeta görünmemesi, ortamın güllük gülistanlık gibi sergilenmesi, hele kamuoyunun ilgisizliği çok şaşırtıcı.

Yeni Yasa Tasarısı TBMM’ye gönderilince çek mağdurları, biraz da basının yanlış yönlendirmesiyle fazlaca iyimserliğe kapıldı. Oysa hukukçuların gözlemleri farklı..
Dibi eşelendiğinde kimi maddelerinde eskisine oranla daha ağır yaptırımların getirildiğini belirtiyorlar.
Çek yasası toplumumuzda adeta kangren haline gelmiş bir yarayı kanatmasına rağmen medyada adeta görünmemesi ya da dezenformatik bir tavırla ortamın güllük gülistanlık gibi sergilenmesi çok şaşırtıcı..
Daha da şaşırtıcı olan kimi okur çevrelerinden Presstürk’e mail, telefon, fakslarla gelen eleştiriler..
“Siz madem bir haber portalısınız, niye bir misyon üstlenmiş gibi aynı konuya bu kadar ağırlık veriyorsunuz. Zaten hükümet de yasa çıkartıyor, daha ne istiyorsunuz” diyorlar..
Doğru, bir haber portalıyız biz; ama onbinlerin mağduriyeti söz konusu olursa gerektiğinde bir misyon da üstleniriz..
Bizim ne ilan derdimiz var, ne tıklama sayısı gibi kaygımız..
Ne avlanmış bir çekimiz var, ne bir çek alacağımız; ama aileler dağılmışken, çoluk çocuk perperişanken susamayız, susmayacağız da..
Namuslu, dürüst, toplumcu, yurtsever bir çizgiyi sürdürmek için amatör ruhla çalışan, yıllarını basında geçirmiş bir grup eski gazeteciyiz biz Presstürk çalışanları..
Yani her haksızlığa karşı kafa tutmaya, isyana devam; bu işin bir yanı, öteki yüzü ise vahim..
Belli ki kamuoyu böylesi bir dramla henüz yüzleşmemiş; zaten ateş düştüğü yeri yakmaz mı..
Ne nedir, ne doğru ne yanlıştır; algılayamıyor millet ve bu kafa karışıklığını gidermek, meseleyi derinliğine irdelemek gerekiyor kesinlikle..
“Alt Komisyona inen çek yasa tasarısı nemenem bir şeydir?” sorusu en açık ve net yanıtını http://karsiliksizcek.wordpress.com’daki yorumda buluyor..
İlgili ilgisiz herkesin okuması tavsiyesiyle bu başarılı çalışmadaki soru – cevapları aynen yayınlıyoruz…

Çek Yasası niçin değisiyor ?
Önce yeni bir çek yasası’nın niçin yapıldığına bakalım. Beş yıl önce çek yasası değişmiş idi, 2009 içinde iki önemli değişiklik yapıldı. Tüm yasa yeniden değiştirilmek isteniyor.
-. Türk Ceza Kanunu ‘nda 2005 yilinda köklü degisiklikler yapildi. Çek Yasasi’nin bu kanuna uyumlu hale gelmesi gerekiyor.
- Ticari bankacılığın besini vadeli çeklerdir. Bankacılık (ve faktöring) sektörü çek kullanınımını artmasını istemektedir.
- Kara para ile mücadele bir yoluda ticari çeklerdir. Ticari çek kullanimi belgelendirildikçe, trafik daha iyi kontrol edilir.
- Bankalarin sorumlulugu arttırılmaktadır. Çek karnesi veren bankalar gerekli istihbaratı yapmak zorundadır.

Çek Yasası’nda neler değişiyor, ne sağlıyor ?
- Çek yasası ile pratik olarak yeni birşey gelmiyor.
- Adalet ve Hukuk işlerse cezanın kaldırılması gerekiyor. Ben kişisel olarak cezaların süreceğini tahmin ediyorum. Cezaların sürmesini isteyen bir etkili bir lobi vardır. Yani yanlışta ısrar edilecektir.

Çek yasasında cezalar nasıl olmalıydı ?
* Temel bazı sorunlar var.
- Çek bir ticari ilişki sonucunda verilir. Vadesi olan borç-alacak sözleşmesidir.
- Çekin geçerli olması için ticari ilişkinin sürdüğü-olduğu ispatlanmak zorundadır. Daha doğrusu borçlu bu ilişkinin olmadığını ispatlarsa çek geçersiz olur.
- İlk kez karşılıksız çek kesilmesi durumunda %15 civarında bir tazminat istenir. Bu tazminat gün hesabıyla hapse çevrilmez. Bu nedenle sulh ceza mahkemesinde görülür.
- Çek karnelerinin iade edilmesi ile ilgili hükümler aynen sürer.
- Mükerrerlik ayrı bir durumdur. Bence dolandırıcılıkdan fazla bir farkı olmuyor. Çekiniz karşılıksız çıktı. Banka karneyi istedi. Vermediniz. Çek vermeye devam ettiniz. Bunlarda karşılıksız çıktı … Buradaki doğrudan hapis cezası aynen sürmelidir.

Meclis af çıkartabilir mi ?
* Çek bir ticari ilişkiyi belgeler. Devletin bu ilişkiden para cezası alması zaten haksızlıktır.
- Ekonomik kriz nedeniyle bu para cezalarında bir af yapılabilir.
- Para cezalarına vadeli ödenmesi gibi bir seçenek bana inandırıcı gelmiyor. Para cezasını ödeyemediği için hapise giren tacirin işi bozuluyor. Işini tekrar kurup, hem borcunu hem cezayı ödemesi çok zordur.
- Ekonomik krizin, yıkıcı etkilerini gözardı etmeyelim.
- Devlet bunun dışında bir kimseye : senin borcunu sildim, senin alacağını sildim diyemez. - Bunlar ticaretin gereğidir.
- Ekonomik krizin sonuçları ortada iken para cezalarına bir kolaylık yapılması ise çok normaldir.

Kanun boşluğu nedir ?
* TCK ‘da çeşitli değişiklikler yapıldı.
- Çek Yasası için ek madde konularak 31.12.2008 tarihine kadar gerekli değişiklikler yapılacaktır hükmü eklendi. Değişiklikler yapılmadığı için çek yasasındaki cezalar kanunsuz oldu.
- 2009 yılı içerisinde çeşitli şehirlerde bu maddelere dayanılarak beraat verildi. Diğer mahkemeler ise kararlarını sürdürdü.
- Yeni Çek yasası’nın zorunlu hale gelmesinin ana nedeni budur.
- TCK ‘da bir suç için ceza verilebilmesi kasıt unsuruna bağlıdır. Kasıt unsuru gözetmeden karar verilemez.
- Bu boşluk, yeni yasa çıkınca bitecektir. Bu aradaki boşluk herkes için geçerlidir.
- Boşluk nedeniyle tüm davaların düşmesi gerekirken, şikayetcilerin yeni şikayetde bulunma hakkı saklıdır.
- Karşılıksız çek için şikayet süresi altı ay olduğuna göre, yasa çıkmadan altı ay önceki çekler tekrar şikayet edilemeyecektir.
- Şikayet süresi daha uzun olan dolandırıcılık gibi suçlar için şikayet edilebilir.
İcra davaları aynen sürecektir.

Anayasaya aykırılık nedir ?
- Bir sözleşmeden doğan borçdan ötürü hapis cezası verilemez. 2009 yılında çekler vadelidir kuralı geldiği için çekler adi birer bono (sözleşme) olmuştur.
- Çek yasasında savunma alınmasına gerek olmadan ceza verilebilmektedir. Bir kişiye, savunması alınmadan hapis cezası verilemez.
- Mahkemeler herkes için adil davranmak zorundadır. “Kanunsuz ceza olmaz” görüşüne göre beraatler verilmiştir. Bu kararların temyiz süreleri geçtiğine göre kesinleşmiştir. Dolayısıyla mahkemeler aynı suç için farklı karar vermektedir. Kanun önünde eşitlik ilkesine aykırıdır.
Bu maddelerden ötürü çek yasasındaki ilk kez karşılıksız çek verenlere hapis cezası verilmesi anayasaya uygun değildir.

Sorunu kim çözecek?
* Sorunu meclis çözebilir. Yeni yasa çıkartırken çağdaş kurallara uygun davranılır.
- İlk kez karşılıksız çek verenlere para cezası verilir.
- Kasıt unsuru aranarak, dolandırıcılık amacıyla bu suçu işleyenlere hapis cezası verilir.
- Mükerrirler hapis cezası almak zorundadır. Çünkü yasaya göre çek karnesi iade edilmek zorundadır.
* Sorunu meclis çözebilir. Yeni yasada çağdışı hapis cezaları korunur.
- Fakat ek bir madde ile ekonomik krizin etkileri ve süren davaların yükü nedeniyle 31.12.2008 ‘den önceki davalar sonlandırılır.
* Sorunu yargıtay çözebilir.
- Kanundaki boşluğu tespit ederek bir emsal karar yayınlar. Süren tüm davalar, yeni yasa ile tekrar gözden geçirilmek üzere kapanır. Pek çok mahkeme, bu konuda cezaları bozma yönünde karar aldı. Kararı veren mahkemenin bir üst mahkemesine itiraz etmek

Cezaevindekilerin durumu ne olacak ?
İlgili ağır ceza mahkemesine itiraz dilekce vermenizi öneriyorum. Örnek dilekceler sitede var. Bir avukat ile görüştüğünüzde oda hazırlayacaktır.
Her durumda, meclis-yargıtay bir şekilde bozma kararı verecektir. Bu durumda zaten ceza kaldırılacaktır.

Süren davalarda ne yapmalıyım?
-İtiraz dilekcesi, savunma hakkı isteyerek kararı geciktirmeye çalışınız. Bu sizin doğal hakkınızdır.
-Karar çıktığında, itiraz sürelerini geçirmeyiniz ve temyiz ediniz.

Cezaevlerinde dosyalar istenmiş, bir hazırlık mı var?
* Cezaevinde olan arkadaşların duygularını sömürmeyelim. Tüm cezaevleri birbirine elektronik olarak bağlıdır. Beraat kararı çıkınca kimse içeride tutulmayacaktır. Bunun için dosyaların istenmesi vs gibi bir şeye gerek yoktur.


Kaynak

Devamını Okuyun

15 Mayıs 2009 Cuma

www.tips-fb.com


İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
ÇEK HUKUKUNDA GÜNCEL GELİŞMELER VE SORUNLARI
SEMPOZYUMU
14 MAYIS 2009

5252 Sayılı Yasanın geçici 1. maddesine; “Diğer kanunların Türk Ceza Kanununun birinci kitabında yer alan düzenlemesine aykırı hükümleri, 31.12.2006 tarihine kadar uygulanır” demektedir.Daha sonra yapılan yasal düzenleme ile ,5252 Sayılı Kanunun Geçici 1. Maddesindeki süre 31 Aralık 2008 tarihine kadar uzatılmıştır"
Bahsi gecen maddeler uyarınca 3167 sayılı çek yasasıda 5237 sayılı türk ceza kanunun uygun hale getirilmemesinden dolayı çek kanunun içerdiği ceza hükümleri uygulanamaz hale geldi . nedeni 5237 kanunun 2. 5 .7. 21. 52 .62 .maddeleri……

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözü er’in idi. Konusu “Türk Ceza Kanunu’nun 5. Maddesinin Yürürlüğe girmesi ile 3167 Sayılı Kanundaki Suç ve Cezaların İlga Edilip Edilmediği Sorunu” idi. Hoca kesin bir dille 31.12.2008 tarihine kadar uyum yasasının çıkmaması nedeni ile 3167 sayılı yasadaki suç ve cezaların ilga olduğunu söyledi. Özellikle 5237 sayılı kanunun 21.maddesi suçta kastı zorunlu gördüğünün altını çizdi ve 3167 sayılı yasanın 16. Maddesinin bu açıdan TCK ile çeliştiğini ve bu nedenle de ilga olduğunu söyledi.
Yard. Doç. Dr. Ragıp Barış Erman’dı. Konuşmacının konusu “Karşılaştırmalı Hukukta karşılıksız çeke ilişkin ceza Sorumluluğu Rejimi” idi. Erman hoca bizdeki gibi çek cezasının Dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyledikten sonra halen çeşitli biçimlerde çek cezalarının sürdüğü ülkeleri şöyle sıraladı: Brezilya, Arjantin, Şili ve Belçika. Belçika’da belirli koşulların yerine gelmesi ile bir aydan başlayan cezalar olduğunu söyledi.

Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu, konusu “Hukuk Devleti ve Kusur İlkesi Açısından Çek Kanunu Tasarısı Taslağında ve Kusur İlkesi Açısından Çek Kanunu Tasarısı Taslağında Yer alan Suç ve Yaptırımların Değerlendirilmesi” idi. Özet olarak Hoca yeni kanunun kusur ilkesini getirdiğini söyledi ve bu açıdan taslağın TCK ile uyumlu olduğunu söyledi. Bizce Taslak ile ilgili en çarpıcı saptama bu idi. Taslak kusur ilkesini getirerek TCK ile uyumlu hale geldi ise o zaman buradan baktığımızda bir kez daha görüyoruz ki 3167 şu anda çek cezaları ve suç açısından geçerli olmayan bir yasadır
Sempozyumda konuşma yapan Eyüp C. Baş Savcısı karşılıksız çek nedeni ile devletin kasasına giren paranın sıfır olduğunu söyledi ve yargının çek alacaklılarının icracısı durumuna geldiğini kaydetti.
Bu bölümde konuşmacıların tümü Yargıtay 10. Ceza Dairesini en azından cezayı onaylarken boşluk konusunda tek bir satır açıklama yapmaması nedeni ile eleştirdiler. Dairenin bu şekildeki onamasının akademik çevreleri ve mağdurları tatmin etmediğini kaydettiler.
Ayrıca yasalaşması beklenen şimdi ki çek kanunun bir takım unsurlar için çıkarılmış olup TÜRK MİLLETİ ,TÜRK HUKUKÇULARI.YARGI MENSUPLARI.ANAYASA,İNSAN HAKLARI ve AVRUPA BİRLİĞİ HİÇE SAYILMIŞ OLACAKTIR sempozyumun en can alıcı konuşmaları arasındadır.
Bir gerçekte şudur ‘’ basında çıkan haberlerde göstermektedir ki mevcut durum karşısında MEDYA DA BİR TAKIM UNSURLARIN ODAĞI halinde olup GERÇEKTEN ve HUKUKTAN uzak haberler yapmaktadir da denilmiştir
Saygılarımızla …………

Devamını Okuyun

ÇEK SEMPOZYUMUNDA NELER OLDU?

www.tips-fb.com

ÇEK SEMPOZYUMUNDA NELER OLDU?

İstanbul Üniversitesi’nde “Çek Kanun Hakkında Güncel Gelişmeler Ve Sorunlar” Sempozyumu geniş bir katılımla yapıldı.


14 Mayıs 2009


İlk konuşmacı yard. Doç. Dr. Ragıp Barış Erman’dı. Konuşmacının konusu “Karşılaştırmalı Hukukta karşılıksız çeke ilişkin ceza Sorumluluğu Rejimi” idi. Erman hoca bizdeki gibi çek cezasının Dünyanın hiçbir yerinde olmadığını söyledikten sonra halen çeşitli biçimlerde çek cezalarının sürdüğü ülkeleri şöyle sıraladı: Brezilya, Arjantin, Şili ve Belçika. Belçika’da belirli koşulların yerine gelmesi ile bir aydan başlayan cezalar olduğunu söyledi.

Fransa’da çek cezasının 1991 yılın kaldırıldığını belirtti. Son 20 yılda dünyada hakim eğilimin çek cezalarını kaldırmak olduğunun altını çizdi.

İkinci konuşma İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözü er’in idi. Konusu “Türk Ceza Kanunu’nun 5. Maddesinin Yürürlüğe girmesi ile 3167 Sayılı Kanundaki Suç ve Cezaların İlga Edilip Edilmediği Sorunu” idi. Hoca kesin bir dille 31.12.2008 tarihine kadar uyum yasasının çıkmaması nedeni ile 3167 sayılı yasadaki suç ve cezaların ilga olduğunu söyledi. Özellikle 5237 sayılı kanunun 21.maddesi suçta kastı zorunlu gördüğünün altını çizdi ve 3167 sayılı yasanın 16. Maddesinin bu açıdan TCK ile çeliştiğini ve bu nedenle de ilga olduğunu söyledi.

Üçüncü konuşmacı Dr. Fatih Selami Mahmutoğlu, konusu “Hukuk Devleti ve Kusur İlkesi Açısından Çek Kanunu Tasarısı Taslağında ve Kusur İlkesi Açısından Çek Kanunu Tasarısı Taslağında Yer alan Suç ve Yaptırımların Değerlendirilmesi” idi. Özet olarak Hoca yeni kanunun kusur ilkesini getirdiğini söyledi ve bu açıdan taslağın TCK ile uyumlu olduğunu söyledi. Bizce Taslak ile ilgili en çarpıcı saptama bu idi. Taslak kusur ilkesini getirerek TCK ile uyumlu hale geldi ise o zaman buradan baktığımızda bir kez daha görüyoruz ki 3167 şu anda çek cezaları ve suç açısından geçerli olmayan bir yasadır.

Sempozyumda konuşma yapan Eyüp C. Baş Savcısı karşılıksız çek nedeni ile devletin kasasına giren paranın sıfır olduğunu söyledi ve yargının çek alacaklılarının icracısı durumuna geldiğini kaydetti.

Bu bölümde konuşmacıların tümü Yargıtay 10. Ceza Dairesini en azından cezayı onaylarken boşluk konusunda tek bir satır açıklama yapmaması nedeni ile eleştirdiler. Dairenin bu şekildeki onamasının akademik çevreleri ve mağdurları tatmin etmediğini kaydettiler.

Presstürk: Özetini verdiğimiz oturumun tümünün ses kaydını yapıldı ve bu kaydı zaman içersinde yayınlayacağız. Haberin oluşmasında katkıda bulunan Şeker rümuzlu arkadaşımıza teşekkür ederim

www.pressturk.com

Devamını Okuyun

12 Mayıs 2009 Salı

KARŞILIKSIZ ÇEK CEZALARI

www.tips-fb.com


Karşılıksız çekler ve hapis cezaları

Bursa reel sektörünün içinde yaşayan bir ekonomi yazarı olarak bugün Türkiye iş dünyasının kanayan bir yarasına daha parmak basmak istiyorum.
Karşılıksız çıkan çekler ve verilen hapis cezaları…!
Küresel krizin canını yaktığı esnaf, işadamı ve sanayicilerin çoğu, bugünlerde karşılıksız çıkan çekleri nedeniyle verilecek hapis cezalarından korkuyor.
Nasıl korkmasınlar ki ?...
Yürürlükteki 3167 sayılı Çek Kanununa göre; karşılıksız çıkan çeklerde imzası bulunan şirket yetkilileri, müdürleri veya iş sahipleri hapis cezası ile cezalandırılıyor. Hatta ve hatta; eşinin işyerinde kullandığı çeklere imza atan bir ev hanımı bile karşılıksız çek imzalama suçu nedeniyle Ankara Sincan cezaevinde yatıyor. Kadının kocası da; yıllarca ticaret yapmasına rağmen, kriz nedeniyle çeklerini ödeyemez hale geldiğinden ve çeki imzalayan eşinin cezaevine düşmesinden son derece üzgün ve de pişman olduğunu söylüyor.
515 BİN ÇEK KARŞILIKSIZ…
Bilindiği gibi; Türkiye piyasaları çeklerle dönüyor. Dünyanın bir çok ülkesinde çek; günlük bir ödeme aracı olurken, yaşadığımız ülkede çek; vadeli bir ödeme enstrümanı olarak yıllardır piyasalarda başarılı bir şekilde kullanılıyor.
Ama maalesef bugünlerde sistem tıkandı galiba…!
Bu yılın Ocak ayında 195.825 çek karşılıksız çıkarken, Şubat ayında 150 bin çekin arkası yazıldı. Karşılıksız çıkan çeklerde sıkıntı giderek artıyor. Mart ayında çıkan karşılıksız çek sayısı da: 171 bine dayandı. Toplam olarak 2009 yılının ilk 3 ayında 515 bin 970 adet çek karşılıksız çıktığı için çek sahipleri ile ilgili yasal işlem başlatıldı.
2007 Yılının ilk 3 ayında bu sayı: 388 bin 912’ydi…
2008’deki yüzde 33’lük bu artış; korkutucu…!
Demek ki; Türkiye iş dünyasının en güvenli ödeme enstrümanı olan çeklerde, büyük bir sıkıntı yaşanıyor ve maalesef çeklere olan güven azalıyor.
İşte bu kötü… Hem de çok kötü…
Çeklere olan güven de kaybolursa, piyasalar nasıl dönebilir ki ?..
Küresel krizin Türkiye’deki boyutlarını, işte bu sayılarda görmek mümkün…
SAYILAR YALAN SÖYLEMİYOR…!
Ekonomik krizin boyutları, ne zaman dip yapacağı veya teğet geçip geçmediği kulislerde tartışıladursun; aslında tüm gerçekler sayılarda gizli…
Çünkü istatistiki bilgiler hiçbir zaman yalan söylemiyor.
2008 Yılında Türkiye’de 22,5 milyar liralık çek ve senet ödenmedi.
Karşılıksız çıkan çek miktarı 15 milyar 742 bin lira olurken, ödenmeyerek protesto olan borç senedi tutarı da 6 milyar 758 bin liraya çıktı.
Bu tutarların ne kadar büyük olduğunu gösterebilmek için kıstas olabilecek birkaç başka ayrıntı vermek gerekiyor. Türkiye’deki tüm bankalarda bulunan mevduatların toplamı 400 milyar TL civarında olduğu biliniyor.Yine bu bankaların müşterilerine sunduğu toplam kredi tutarı da 270 milyar TL.civarında seyrediyor.
Ve 2008 yılında istatistiki bilgilere göre; 22,5 milyar TL’lik çek ve senet ödenmedi. Bu tutar 2007 yılı sonunda ise; 17 milyar 461 milyon TL.olarak ortaya çıkmıştı.
Aslında sorun bu…!
Esnaf, işadamı ve sanayiciler verdikleri çekleri ödemek için belki canlarını dişlerine takıyorlar ama olmuyor işte…Ekonomik krizin acımasız çarkları, bazen imzalanan çeklerin karşılığının banka hesaplarına yatırılmasına engel oluyor. İşte o zaman çekin arkası yazılıyor ve karşılıksız çek davaları açılıyor. Tutuklanmalar bile gündeme geliyor. Şu anda cezaevlerinde; verdikleri karşılıksız çekten dolayı yatan binlerce esnaf ve işadamı var.
Türkiye; kanayan bu yarayı göz ardı edemez…!
Yeni çıkarılacak Çek Yasası ile Türk Ticaret Kanununda bazı önemli değişikler yapılacak ve karşılıksız çeke hapis cezası verilemeyecek ama şu anda Türkiye’deki mahkemelerde 70 binden fazla karşılıksız çek davası sürüyor. Çek istismarını önleyecek yeni bir yasa çıkana kadar,bir çok baş ağrıyacak gibi görünüyor.
Yani; ateş düştüğü yeri yakacak…
İşsizlik, işyeri kapanmaları, ödenemeyen kredi kartı borçları, küçülme gibi ekonomik olumsuzluklara şimdi de giderek artan karşılıksız çek davaları da katılacak.




Kaynak

Devamını Okuyun

11 Mayıs 2009 Pazartesi

Sayın Medya , Sayın Vekiller , Sayın Devlet büyükleri , bürokratlar

www.tips-fb.com


R:C Diyorki..!!
Karşılıksız çeke verilen ceza vatandaş gözü ile bakıldığında Adli Para Cezası.Yani para cezasını öde yaptırımlardan kurtul.Ne yazikki kazın ayağı öyle değil.Karşılıksız çek davalarında şu an yürürlükte bulunan yasa ile (3167) şikayet edebileceğiniz kişi sayısı 1 değil.İmza atanı şikayet edebildiğiniz gibi çekin sahibi başka bir şahıs veya tüzel kişilik ise (şirket) çek sahibini veya tüzel kişiliğin müdürünüde (hissedarda diyebiliriz genelde LTD şirketlerde en yüksek hisse sahibi olan şirket müdürü oluyor aile şirketlerinde)şikayet edebiliyorsunuz.Bu ne gibi bir sıkıntı yaratıyor? Bir aile şirketinde şirket müdürü görünen ailenin reisi Baba'yı şikayet edebilirsiniz.Diyelimki işlerinde yardımcı olan oğluda çeke imza atan kişi.Karşılıksız çek davasında bu iki şahısıda şikayet ettiniz.Kesilen çek miktarı 50.000 TL.Mahkeme şu anda yürürlükte bulunan yasa ile (3167) Şirket müdürüne (Babaya) 50.000 TL Adli Para Cezasını infaz ediyor ve aynı şikayer dilekcesinde bulunan çeke imza atan kişiyede 50.000 TL Adli Para Cezasını infaz ediyor.Bir anda 50.000 TL çek keşide etmiş olan bir aile devlete (hazineye) 100.000 TL borçlanmış oluyor.Bu borç haricinde çeki verdiğiniz firmaya olan 50.000 TL lik borcunuzda duruyor tabiki.Siz aile olarak esasen 50.000 TL lik bir çek kesmişken önünüze çıkan borç miktarı 150.000 TL oluveriyor.İnfaz sonrası devlet bütün imkanları ile sizden bu borçu tahsil etmek için her türlü yaptırımı uyguluyor.Evinize Adli Para Cezasını ödemeniz için 30 günlük süreniz olduğunu bildiren bir tebligat geliyor.Eğer 30 gün içerisinde ödeyemezseniz sonunuz çok basit bir matematik hesabı.50.000TL / 100TL = 500

Hesap ne kadar basit değilmi? İşte bu basit görünen hesap sizin ömrünüzden 500 günü cezaevinde geçireceğinizi , bu süre zarfında hiçbir şekilde şartlı salıverilmeden yararlanamayacağınızı , belkide 2 sene önce sizin kayınbiraderinizi bıçakla yaralayan biriyle aynı koğuşu paylaşacagınızı hesaplıyor.

Peki diyelim Baba olarak siz kendinize tebliğ edilen cezayı ödediniz.Yani bir nevi 500 gün bedelli mahkumiyet parası verdiniz serbest kaldınız.Ertesi gün gelip oglunuzu alıyorlar ve bu sefer bu basit matematik hesabı oglunuza işliyor.Ya biz biraz önce karşılıksız çek için o cezayı ödemeiştik dediğinizi duyar gibiyim.Malesef siz şahsınızın cezasını ödediniz.Bir çek için 2 ceza ve 2 ödeme bekler hazine sizden.

Şimdi soru basit.Ben eğer cezayı ödeyebilecek 50.000 TL sahibi isem , neden çeki ödemedim de(ÖDEYEMEDİM) devlet hazinesine 100.000 TL ödüyorum.Çek verdiğim kişiyede borçlu kalmam cabası.

Karşılıksız çekte Adli Para Cezası kavramı tamamen Avrupa Birliği uyum yasalarını bypass geçebilmek , bu uyum yasalarını (!) kandırabilmek için yapılmış bir düzenleme ama bunu tabiki normal vatandaş bilmiyor.Avrupa Birliği yasalarında Ekonomik suça Ekonomik ceza kavramı var.Bu kavram para ile ilgili bir suç konusunda özgürlük kısıtlayıcı bir ceza verilemeyeceğini , sadece yine para ile ilgili bir ceza verilebileceğini anlatıyor ki zaten Avrupada durum böyle.Borcunu ödeyemedi diye kimseyi hapise atmıyorlar.

Bizim yasaya baktıgınızda ilk gördüğünüz şey Adli Para Cezası.Karşılıksız çek ile ilgili kesinlikle hapis yaptırımı kelimelerini göremiyorsunuz.Bakılınca çekin karşılıksız kaldı devlet sana para cezası veriyor.Yani ekonomik suça ekonomik ceza.Ama T.C.K 52. maddeyi merak edip okuyunca Adli Para Cezasının kılıf hapis cezasınında minare olduğunu şıp diye anlayıveriyorsunuz.

Sayın Medya , Sayın Vekiller , Sayın Devlet büyükleri , bürokratlar karşılıksız çek yasasında Adli Para Cezası demek HAPİS demek.Bu çok net belli.Çeki keşide eden kişinin çek miktarı kadar Adli Para Cezası ödeyebilecek parası olsaydı zaten gider çeki öderdi ve karşılıksız çek suçu oluşmamış olurdu!!!Acz içine düşmüş şirket sahibi veya birey zaten PARASI OLMADIĞI için çekini ödeyememiş.Bu kişiden çek miktarı kadar Adli PARA cezasını ödemesini beklemek Sen çölde bahtsız bedevisin kardeşim demekle aynı şey.Kesin yerine getirilemeyecek bir ekonomik (!) ceza koymak direkt olarak aslında o yasaya hapis cezası koymak demektir.Ama halk cahil , halk bilinçsiz , halk kanundan yasadan anlamaz , halk okumaz , halk araştırmaz , halk irdelemez , halk ses çıkarmaz , halk koyundur durumları biraz eskide kaldı.Çağ internet çağı her yasa , her kanun , her bilgi internette mevcut.Unutulmamalıdır ki affetmek Allah'a mahsustur.Ama kendini alık görerek çekte hapis yoktur söylemleriyle kandırılan halk artık uyanmıştır ve affetmek deminde belirttiğim gibi Allah'a mahsustur biz alık halka değil.Keser döner sap döner , gün gelir hesap döner atasözünü biraz düşünün ve uyanın artık devir değişti...
Ayrıca gazetelerin yeni çek kanunun ile ilgili haber yaptığı "çek borcunu faiziyle beraber öderseniz dava yok" safsatası yine bize medyanın sallapati habercilik yaptığını gösteriyor.

Bu durum zaten 3167 sayılı eski çek yasasında aynı.26.2.2003 tarihinden beri (4814 nolu yasanın yürürlük tarihi) sözü geçen eski yasanın 8. maddesi bunu söylüyordu

MADDE 7. - 3167 sayılı Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 8. - Çekte yazılı keşide gününe göre hesaplanacak ibraz süresinin bitim tarihinden itibaren en geç on gün içinde çekin karşılıksız kalan kısmını yüzde on tazminatı ve ibraz tarihinden ödeme gününe kadar geçen süre için 16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizi ile birlikte ödemek suretiyle düzeltme hakkını kullanan, çek keşide etmek hakkını yeniden kazanır.

Ve aynı kanunun 16/c.maddeside faizle beraber çek ödendiğinde DAVAnın düşeceğini açıkca belirtiyor.Yani yeni yasa ile değiştirilen birşey yok , bir yenilik yok.Aynı tas aynı hamam.İlgili madde aşağıda.

Davanın açılmasına engel olan, davayı düşüren ve cezayı ortadan kaldıran nedenler :

Madde 16c-
(26.2.2003 tarih,4814 sayılı kanunla ek madde)

Aşağıda belirtilen koşulların yerine getirilmesi halinde ceza davası açılmaz :

a) 8 inci maddeye göre düzeltme hakkının kullanılması,

b) 8 inci maddede belirtilen süre geçtikten sonra ve henüz dava açılmadan önce çek
tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına
ait yüzde oniki tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde
16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi.

Dava açıldıktan sonra hüküm verilinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı
veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait
yüzde onbeş tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde
16a maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

Hüküm verildikten sonra hüküm kesinleşinceye kadar geçen süre içinde, çek tutarı
veya karşılıksız kalan kısmı ile çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde
onsekiz tazminatın ve çekin ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a
maddesine göre hesaplanacak gecikme faizinin ödenmesi halinde ceza davası düşer.

Hüküm kesinleştikten sonra çek tutarı veya karşılıksız kalan kısmı ile
çek tutarına veya karşılıksız kalan kısmına ait yüzde yirmi tazminatın ve çekin
ibrazından ödeme tarihine kadar geçen süre içinde 16a maddesine göre hesaplanacak
gecikme faizinin ödenmesi halinde bütün cezaî sonuçları ile birlikte hüküm ortadan kalkar.



Keşke BÜYÜK medya grupları en azından kendi hukuk departmanlarına danışsalar , biraz irdeleseler halkı yanlış bilgilendirmeseler.Ama ne gerek var ver yazıyı büyük puntolarla bas kağıda yanındada 300 parçalık puzzle ver olay bitsin.

R.C

Devamını Okuyun

CEZAEVLERİ ÇEK SUÇLUSU DOLDU

www.tips-fb.com


40 45 KİŞİLİK KOĞUŞLAR YÜZÜN ÜZERİNDE İNSANLA DOLU SUÇLARI NE ?BORÇ ÖDEMEDİLER NEDEN?

11 Mayıs 2009

ÇÜNKÜ BATTILAR Bİ ÇOĞU ORTAK MAĞDURU .DURDUK YERE DOLANDIRICI OLDULAR.YA LÜTFEN BU İNSANLAR NASIL Bİ PİSKOLOJİYLE CEZA EVİNDEN ÇIKACAKLAR SİL BAŞTAN BAŞLAYACAKLAR . İNSAN HAKLARI NERDE İÇERDE OLMALARI AYKIRI .BİRİ ARTIK HIZLI ÇÖZÜM ÜRETSİN .DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI


COK DOĞRU YAZMIŞSINIZ
bizimde durumumuz aynı bi fark var o da eşim şimdi metriste nasıl yaşadığımızı allah biliyo 9 aydır yatıyor bu kanunu düzeltecek kimse yok yazıyoruz yazıyoruz hep yazıyoruzn ne yapmamız gerektiğini bilen varmı

hepberaber gülelim arkadaşlar
BU ÇEK KANUNUNU ANLAYAN BERİ GELSİN

"Yeni yasaya göre karşılıksız çek
kullanana hapis değil para cezası
verilecek.Çek borcunu faiziyle
ödeyene dava açılamayacak,
mahkum edilenler ise serbest
kalacak."


GÜLER MİSİNİZ? AĞLAR MISINIZ?
BAŞTAN AŞAĞIYA REZALET.NERESİNE BAKARSANIZ BAKIN REZALET...

1- DİYOR Kİ: KARŞILIKSIZ ÇEK KULLANANA HAPİS...KARŞILIKSIZ ÇEK AYRI BİR FORMAT MI DA KULLANILMA TERCİHİ YAPILSIN? RENGİ Mİ SİYAH??
ŞARTLAR GEREĞİ KARŞILIKSIZ KALIR O ÇEKLER ANCAK..AÇIKÇASI ÖNÜMÜZE GETİRDİĞİNİZ KRİZLER NETİCESİDİR.
İFADEYE BAKIN ALLAH AŞKINA..TAMAM BUNU GEÇELİM...
2- HAPİS DEĞİL PARA CEZASI VERİLECEKMİŞ : KARDEŞİM VERDİĞİNİZ PARA CEZASI ADLİ PARA CEZASIDIR, 1 AY İÇİNDE ÖDENMEZSE GÜNLÜĞÜ 100 TL DEN AYNEN HAPİS..!!!HANİ HAPİS YOKTU? YA GÜLÜN DİYECEĞİM AMA İÇİM YANIYOR.....
3-YETMEDİ BAKIN ÇEK BORCUNU FAİZİYLE (HEY ALLAHIM HEY-FAİZSİZİNİ Bİ BULSAK DA DİYECEĞİM)
BİRLİKTE ÖDEYENE DAVA AÇILMAYACAK.PESSSS...BİDE ÖDEDİKTEN SONRA DAVA AÇSAYDINIZ..YA NE OLUR BEN ÖDEYEYİM DE SİZ DE Bİ DAVA AÇ DA DÜNYA ALEMİ GÜLDÜRELİM BU TRAJİ KOMEDİYE...
4- ŞİMDİ FAİZİYLE ÖDEDİK YA ARADAŞLAR (!) BİTMEDİ MAHKUM EDİLENLERDE SERBEST BIRAKILACAK..
YAV ADAMIN NE BORCU KALDI DA HALA YATACAK?AMA BELKİ SİZİN C.EVİ ŞARTLARINIZI ÇOK BEĞENDİ İSE ÇIKABİLİR Bİ MANYAK DESEM O DA OLMAZ.ÇÜNKÜ ARAMIZDA MANYAK YOK..YANİ BU CÜMLENİN MESNETİ VAR MI ALLAH AŞKINA???
ŞİMDİ ARKADAŞLAR BAŞTAN SONA TRAJEDİ AMA YANINDA KOMEDİ..VE BUNU HAZIRLAYIP MECLİSE SUNULMASINI SAĞLAYAN SAYIN HUKUKÇULARIMIZ..
YANİ BİZ İNCELEDİK GELİN BUNU Bİ HALEDELİM DEYİP BU İŞE ÖN AYAK OLANLAR..

SADECE 2 CÜMLE VE SADECE BU 2 CÜMLEYE YORUMUM BU..
DAHASI PEK ÇOK. BU SADECE GİRİŞTE KULLANILAN BAŞLIK VE İLK 2 CÜMLE..
SAYIN VEKİLLERİMİZ SİZ BU KANUNU VARYA 2 SENEDE ÇIKARTIN (GERÇEK ANLAMDA İNCELEYEREK YANİ) DİŞLERİMİ SIKMAKTAN SAĞLAM KALMIŞ SON 2 DİŞİMİ DE BEN KIRACAĞIM...

SAYGILAR HERKESE....

pressturk

Devamını Okuyun

10 Mayıs 2009 Pazar

BU NASIL ÇEK KANUNU

www.tips-fb.com


BU NASIL ÇEK KANUNU

Yeni Çek Kanunu’na göre; karşılıksız çek kullanana hapis değil para cezası verilecek. Çek borcunu faiziyle ödeyene dava açılamayacak, mahkum edilenler ise serbest kalacak

10 Mayıs 2009


PRESSTURK YORUM..Sorun parasını alamayan krizden etkilenen bu yüzden çek ödeyemeyen esnaf iş adamının sorunu bu kanun diyor ki sen illa para öde zaten para ödendiğinde böyle bir sorun yok Bu mağdurlarla dalga mı geçiliyor...Bu tür haberler zaten zor durumda olan binlerce çek mağdurunun moralini bozmaktan başka işe yaramıyor Bırakın palavraları tefeci ve banka uşağı medya ve ilgililer Sizin bi anda 200 bine ulaşan çek hükümlüsünü bi anda koyacak ceza eviniz yoksa adam gibi kanun çıkarın ve siz siyasetciler biraz sorumluluk üstlenin işin doğrusunu öğrenin ve ona göre mecliste ki koltuklarınız batmasın size

işte takvim gazetesinde ki yeni çek kanunu Anlayan beri gelsin...



Çek yasasıyla ilgili mağduriyetler sona eriyor. Takvim'in gündeme getirdiği, 'Çek yasasının yeni TCK'ya uyumu sağlanmadığı için 31 Aralık 2008 tarihinde hükmünün kalktığı ve mahkumların tahliye edilmesi' yolundaki iddialar sonrası doğan hukuki boşluk, yeni yasayla doldurulacak. Yasa, karşılıksız çekte hapis cezasını kaldırırken, borcunu ödeyenler için de dava açılmasının önünü kapatıyor. Borcunu ödeyenler mahkum olsa bile serbest kalacak. Hükümetin Meclis'e sevk ettiği yeni Çek Yasası'ndan bazı önemli başlıklar şöyle:

Hapis cezasına sınırlama: Karşılıksız çek kesenler para cezasını öderse, daha önceden benzer bir suç işlemiş olsa bile hapse girmeyecek. Çekin karşılığını faiziyle yatıranlar hakkında dava açılmayacak. Mahkumiyet hükmü verilmişse mahkeme bütün sonuçlarını ortadan kaldıracak. Ama çek kullanma yasağı uygulanacak. Bu kurala uymayanlar da 3 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak.

Para cezası geldi: Karşılıksız çek verenlere 150 bin lira para cezası kesilecek. Çekin miktarı 150 bin liradan fazla ise verilen ceza da en az çek bedeli kadar olacak.

Banka 474 lira ödeyecek: Çek karşılıksız çıkarsa, çek hesabı açan banka, alacaklıya her çek yaprağı için 474 lira ödeyecek. Bankalar, çek hesabı isteyenleri ayrıntılı incelemeye tabi tutacak.

Bankalara yaptırım: Bankalar çekin karşılığını zamanında ödemezse, her gün için binde 3 faiz ödeyecek. Çeklerin süresinde ödenmesini sağlayacak bir sistem oluşturulacak ve çekler elektronik ortam üzerinden işleme konulabilecek.

Çekler ikiye ayrılıyor: Yasanın yürürlüğe girmesi ile birlikte çekler, tacir ve tacir olmayan kişilerin çekleri olmak üzere ikiye ayrılacak.

İnternette yazılacak: Kredi kartı borçluları gibi karşılıksız çek verenler de kara listeye alınacak. Çek kullanma yasağı verilen kişiler Merkez Bankası tarafından listelenecek. Bu liste yine Merkez Bankası tarafından internetten teşhir edilecek.

Takvim gündeme taşıdı
Karşılıksız çekten dolayı binlerce kişinin mağdur olduğunu TAKVİM gündeme getirdi. Yine Çek Yasası'nın yeni TCK'ya uyumlu hale getirilmediği için 31.12. 2008 tarihi itibariyle hükmünün kalktığı yönündeki tezleri de TAKVİM yazarak tartışmaya açtı. Başta Prof. Adem Sözüer ve Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya olmak üzere, bu tezi savunanların görüşleri sonrasında birçok mahkemeden tahliye kararı çıkmaya ve davalar düşmeye başladı. Yargıtay kararı beklenirken, hükümet Çek Kanunu Tasarısı'nı Meclis'e sunarak konuyu kökten çözdü. Tasarı yasalaştığında hapis cezaları kalkmış olacak.

İşte o maddeler
MADDE 5- : ... Karşılıksız çek kullanan kişi hakkında şikayet üzerine her bir çekle ilgili olarak bin beşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Hükmedilecek para cezası çekin karşılıksız kalan miktarından az olamaz...
MADDE 6- : Karşılıksız kalan çek bedelini kanuni faizleriyle birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına, davanın düşmesine, mahkumiyet hükmolunmuşsa bunun ortadan kaldırılmasına karar verilir....

Yüzlerce mektup
Gazetemize Türkiye'nin her bölgesindeki hapishanelerden yüzlerce mektup yağıyor. Mağduriyetlerini anlatan işadamları ve esnaf, "Yıllarca vergilerimizi verdik. Krizde çeklerimizi ödeyemedik. Hapse girdik. İşyerlerimiz kapandı, çalışanlarımız itsiz kaldı, ailelerimiz peritan oldu. Oysa dışarıda olsak borcumuzu da öder ekonomiye katkı yapardık. Bu kanun değişmeli" mesajını verdi.

TAKVİM

Devamını Okuyun

8 Mayıs 2009 Cuma

ÇEKLERDE İLERİ KEŞİDE TARİHİ (P0STDATE)

www.tips-fb.com


* ÇEKLERDE İLERİ KEŞİDE TARİHİ (P0STDATE)

Avukat Şamil DEMİR


Hükümetin piyasaları rahatlatma tedbirleri kapsamında ilginç bir kanun değişikliği yapıldı. Hukukçulara hukuk fakültesi sıralarında yüzlerce kere tekrar edilerek öğretilen, “çekte vade olmaz, ibrazında ödenir” kuralı geçici olarak askıya alındı. Böylece ülkemizde bono gibi vadeli bir ödeme aracı olarak kullanılan çeklerin bu kullanımı kanunlaştırılarak, çeklerin 31.12.2009 tarihine kadar, -vade olarak anlaşılan- keşide tarihinden önce ibrazı “geçersiz” kılındı. Yani elinde ileri tarihe keşide edilmiş bir çek olan vatandaş, bunu bankaya ibraz ettiğinde karşılığını tahsil edemeyecek ve bu çekler o anda kaşılığı yoksa, karşılıksız olduğuna dair şerh verilemeyecek.
Bu düzenlemeyle sakat oluşmuş bir teamülün korunmaya ve çeklerin gününden önce yazılmasının önüne geçilmeye çalışıldığı, böylece ticaretteki sıkışıklığın önüne geçilmeye çalışıldığı açıktır. Ancak bu durum alacaklıların çek alırken dikkate aldığı, ibrazında karşılığını alabilme güvencesini ortadan kaldırılmış bulunmaktadır. Ticari hayatımızdaki bu sıkıntılı dönemde, borçlusunun zor duruma düştüğünü ve alacağını çekin gününü beklerse alamayacağını anlayan alacaklının hareket alanı daraltılarak, yeni bir ödemeden kaçma ve kaçınma imkanı yaratılmıştır.
Sessiz sedasız getirilen bu düzenleme uygulmada da birçok karışıklığa ve aksamaya neden olacaktır. En başta çeki ibraz eden hamil ile bankalar karşı karşıya getirilerek, ticari hayatta gereksiz bir sürtüşme ve güvensizlik ortamı yaratılmış olacaktır. Kanunun uygulanmasından haberi olmayan memurların karşılıksız olarak arkalarını yazdıkları çekler, icra takibine konu olduğunda, borçlu borca itiraz ederek takibi durdurabilecektir. Geçersiz bir şekilde yazılmış olan bu çekler, kambiyo senedi özelliği taşımadığından birçok itiraza konu olabilecektir. Ayrıca bu çekler hakkında karşılıksız çek keşide etme suçu da oluşmayacağından savcılıklarca takipsizlik karları verilmesi sözkonusu olacaktır. Bu durum mahkemeleri 2009 yılı sonuna kadar oldukça meşgul edeceğe benzemektedir.
Düzenleme 18.02.2009 tarihinde kabul edilen ve torba yasa olarak tabir edilen, 5838 sayılı, “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ‘un” 18. maddesiyle, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması (!) Hakkındaki Kanuna eklenen geçici 2. madde ile getirilmiştir:

MADDE 18- 19/3/1985 tarihli ve 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 2- 31/12/2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”


* ÇEKLERDE İLERİ KEŞİDE TARİHİ (P0STDATE)

Avukat Rahmi Ofluoğlu
1.
Dünyada bizdeki uygulamanın benzeri yoktur. Bizdeki karşılıksız çek uygulaması hem ceza hem hukuk davaları açısından bir ortaçağ uygulamasıdır. Adli para ve neticede uygulanan hapis cezaları bir garabettir . Size bu konu da Prof. Dr. Hayri Domaniç’in konu ile ilgili makalesini okumanızı öneririm. Benin wordpress blog’da var bu yazı. Ayrıca benim bu konuda yorumlarım aynı sayfada. Postdate çeklerle ilgili size bir bölümünü burada sunacağım.

EK BİLGİ

II. Postdate çeklerde ibraz
1. Genel olarak
İleri keşide tarihli olarak düzenlenen postdate çeklerin de TTK’nın 708 inci maddesinde belirtilen süreler içerisinde ibraz edilmelerinin gerektiği kabul edilmiştir. Ancak postdate çekler açısından bu süreler ne zaman başlayacaktır? Bu soruya hem doktrin(8), hem de Yargıtay(9), TTK’nın 708/5 inci maddesinde belirtildiği üzere, ibraz süresinin keşide tarihinden itibaren başlayacağı şeklinde cevap vermektedir.
2. Keşide tarihinden önce ibraza bağlanan hukukî sonuç
İleri tarihli çekler açısından gündeme gelen bir sorun da, bu çeklerin keşide tarihinden önce ibraz edilip edilemeyeceğidir. TTK’nın 707/2 nci maddesine göre, söz konusu çekler keşide tarihinden önce bankaya ibraz edilebilecektir. Gerçekten anılan madde hükmü, çek keşide edilmesi sırasında keşide tarihinin değil de, ileri bir tarihin çeke keşide tarihi olarak yazılmasına olanak tanıdığı gibi, bu şekilde düzenlenilen çeklerin belirtilen bu ileri tarih gelmeden önce, bankaya ibraz edilmesine ve karşılığı varsa ödenmesine izin vermektedir. Mehaz kanunda “ödenebilir” (payable, zahlbar), şeklinde kaleme alındığı hâlde, bizim Ticaret Kanunumuzda bu durum “ödenir” şeklinde ifade edilmiştir. Kanunda belirtilen şekilde ifade edilmiş olmasına karşın, genel görüş, “ödenir” kelimesinin ne zorunluluk ne de bankanın inisiyatifine bırakmayı ifade ettiği yönündedir.(10) Bundan anlaşılması gereken, keşide tarihinin gelmemiş olmasının, ödemeye engel teşkil etmediğidir.(11)
a. Karşılaştırmalı hukuktaki durum
Karşılaştırmalı hukuktaki uygulamalara göz attığımızda, Fransız mahkemesi, 1945 yılında vermiş olduğu bir kararında, keşide tarihinden önce ödemeye ibraz edilip de, karşılıksız çıkan ileri keşide tarihli çek hakkında, karşılıksız çek yaptırımlarını uygulamamış, keşideciyi sadece açık kalan tutarın binde altısı oranında bir cezaya mahkûm.(12)
Almanya uygulamasında ise, keşide tarihinden önce ibraz edilen çeklerin karşılığı varsa ödenmekte, yoksa hiçbir işleme tâbi tutulmadan senet hamile iade edilmektedir.(13) Hamil müracaat hakkını kullanamamaktadır.(14)
İngiltere’de Bills of Exchange Act (1882)’in 13/2 nci maddesi, ileri tarihli çeki geçerli saymakla birlikte, doktrin ve mahkeme kararlarında, bu çekin üzerindeki tarihten önceki durumunun açık olmadığı belirtilmiştir. Söz konusu çekler, keşide tarihine kadar ödenmesi mümkün olmayan bir bonoya benzetilmekte ve ileri keşide tarihli bir çeki dikkatsizlik sonucu ödeyen bankacının, hesap sahibini borçlandıramayacağı, çünkü bankanın bu hususta yetkisinin bulunmadığı, ödenmesi durumunda da bunu kendi sorumluluğu altında yapmış olacağı vurgulanmaktadır.(15)
Amerika’da, sonraki tarihli çek, ancak o tarihten sonra ödeme için ibraz edilebilmektedir. Uygulamada daha önce ibraz edilen çekleri, muhatap, ibraz edileceği tarihe kadar hamil hesabına saklamaktadır.(16)
b. Hukukumuzdaki durum
Türkiye’de ise, ileri keşide tarihli çeklerin keşide tarihinden önce ibraz edilmesi durumunda, TTK’nın 707/2 nci maddesi, hükmün amacını aşar şekilde yorumlanarak, söz konusu çekin karşılığının bulunması durumunda. Gördüğünüz gibi muasır medeniyette vadeli çek yok.

pressturk


Devamını Okuyun

5 Mayıs 2009 Salı

ÇEK MAĞDURUNDA GERGİN BEKLEYİŞ

www.tips-fb.com

ÇEK MAĞDURUNDA GERGİN BEKLEYİŞ

ÇEK MAĞDURUNDA GERGİN BEKLEYİŞ

Ceza Kurulu bugün çok önemli bir davayı görüşüyor. Bu nedenle organize olan çek mağdurları Daire Başkanlarına mağduriyeti anlatmak üzere mail yağdırıyor.


5 Mayıs 2009


İşte internet sitelerinin gündemine bomba gibi düşen haber..

"Bugün Yargıtay Ceza Kurulu'nda çek mağdurlarını çok yakından ilgilendirecek bir toplantı yapılacak. Bu nedenle Yargıtay Daire Başkanları'na içinde bulunduğumuz durumu anlatan mail atalım. Bugünlerde buraya yoğunlaşmamız gerekiyor. Zaten adalet komisyon üyelerini ve ilgili millet vekilerini devam arıyor ve bilig alışverişinde bulunuyoruz ve gelişmeleri yazıyoruz. Lütfen Yargıtay mail adreslerine yoğunlaşalım. Şu andaki işimiz bu olmalı. İşte göndereceğimiz mail::

"Sayın Başkanım

01 01 2009 öncesinde 5237 sayılı türk ceza kanununa uygun hale getirilimesi gereken çek kanunu, tbmm tarafından uygun hale getirilmedi. Bunun sonucunda 5237 saylı kanunun 5. madde uyarınca çek kanunu uygulanamaz hale geldi.

Ülkemizde iş adamları, esnaf ve sanayiciler çek kullanmaktadırlar, vergi vermektedirler ve istihdam yaratmaktadırlar. Fakat ekonomik ve sosyal durumlarından dolayı iflas eden bu insanlar
ödeyemedikleri çekleri yüzünden hapis cezası ile karşı karşıya kalmaktadırlar ve uygulanan
cezaya gelince çek miktadır bölü 100 tl karşılığı yatacağı gün sayısıdır. Yani bir işadamı ödeyemediği çekler yüzünden senelere ceza evinde kalması gerekir ki bu süre alacaklısına borcu bitirmediği
gibi çalışıp borcunu ödeme imkanı da vermemektedir.

Bu sorunlardan dolayı türkiyede önemli rakamlar vardır. Dağılan aileler vardır .kaçak yaşayan yüzbinlerce insan vardır. Bu insanlar devlete vergi vermiş iş vermiş istihdam yaratmış işadamlarıdır .

Uygulanması kanun tarafından imkansız hale gelen bu kanun yüzünden hala işadamları cezaevindedir. Yargı kendi içinde çelişmektedir ki asliye caza mahkemeleri biri ceza verip biri bu kanundan dolayı verememektedir. Bu konuyla ilgi yargıtay 4 ayı aşkın bir zamandır karar vermemektedir ki Sakarya 1.ağır ceza mahkemesi itirazların hepsini red etmeyip 25 ayrı infaz durdurma kararı vermiş buna Bilecik 1 . ağır ceza mahkemesi de desteklemiştir.

Dünya üstünde az bir örneği olan karşılıksız çek sucuna hapis cezası veren ülkeler arasındayız.alacaklarımı tahsil edemediğimden dolayı 45 senelik firmamı kaybettim . Ülkemizde uygulanan çek kanunu yüzünden hapis yattım.üniversite mezunuyum yabancı dilim var ama bu leke yüzünden iş bulamıyorum çocuğuma ekmek veremiyorum.herşeyimi kaybettim .tek dileğim bu ucube kanunun çocuklarımızı gelecek zaman içersinde tehdit altına almamasıdır.ticaret yapan 2 kişi arasına devlet neden girer anlamış değilim.alacaklı tarafın affı söz konusu olan bir kanun olabilir mi? Veya oluşan bir borcdan dolayı devletin katma değer cıkarması hukuka uygun mudur?
Kanunsuz ceza olmaz .hele ekonomik bir suça hapis cezesı hiç olmaz bu anaysamıza aykırıdır .

Hiç kimse yalnızca sözleşmeden doğan yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı hürriyetinden alıkonulamaz. (Madde 38) Bu konuya duyarsız kalmamanız umudunu taşımaktayım."

Ya da bu metni yazabilirsiniz:
"ÇEK YASASI MAĞDURİYETLERİMİZİ ARZ EDERİZ.
1) Çeklerini ödemek niyetiyle çek yazıp, fakat hiç ön görmedikleri halde çeklerini ödeyemeyen On binlerce esnaf hapse atılmaktadır.
2) Türkiye de çekler sizin de bildiğiniz gibi aynen bono gibi vadeli kullanılmaktadır. Kanunen çekte vade yoktu, ancak TBMM yeni yaptığı bir kanunda Çeklerin Vadesinden önce yazdırılamayacağını belirterek çekte vade olduğunu kabul etmiştir.
3) Türkiye 2001 ekonomik krizinden beri büyük bir ekonomik yapısal değişim geçirmekte yüz binlerce esnaf uygulanan politikalardan dolayı iflas etmektedir. Bu değişimin en büyük kurbanları esnaflardır. Üstelik çek yasasından dolayı da hapis cezasıyla karşı karşıyadırlar.
4) 20 – 30 yıl esnaflık yapmış çeklerini düzenli ödemiş birçok esnaf sonradan mücbir sebeplerle Çeklerini ödeyememiş, bütün varlığını kaybetmiş ve kanunen suçlu duruma düşmüştür.
5) Çekte vade olduğunu TBMM kabul ettiğine göre ve fiili uygulamada böyle olduğuna göre buradaki kast unsurunu tespit, yani dolandırıcıyla, gerçek zora düşmüş esnafı ayırmada Sayın Hâkimlerimizin uzmanlığına ve sağduyusuna inanıyoruz. Yeni yasada bu konuda hâkimlerimize İnisiyatif alanı bırakılmasını bekliyoruz.
6) Alacaklı açısından bakıldığında da çek yasasının birçok mahsurları vardır. Bir kere alacaklıyla borçlu arasında husumet oluşmakta, Adli para cezasını denkleştiren borçlu devlete ödemekte, ödeyemeyip hapis yatan ise zaten hiçbir tarafa para ödeme niyetinde değildir. Hâlbuki normal şartlarda birçok borçlu zamanla durumunu düzeltip borcunu ödemek istemektedir.
7) İnsanları hapse atarak borcun ödenmesi mümkün değildir. Aksine hapis borçluları ekonomik ve psikolojik olarak daha da çökertmektedir.
8) Avrupa da bizim kullandığımız gibi vadeli çek kullanılmamakta, Hiçbir medeni ülkede insanlar sadece borçlarını ödeyemedikleri için hapse atılmamaktadırlar. Türkiye’de çek kullanımı tamamen bono gibidir.
9) Birçok insan çek davalarında hiç ifadesi alınmadan, hiçbir şekilde savunma yapamadan mahkûm edilmektedir. Vatandaşını hapse atmak için bulan devlet, savunma hakkını kullanması içinde sanığı bulmalıdır. Zira birçok işyeri kapanmakta, adresler değişmekte ilgisi olmayan imzası olmayan veya gerçekte sorumlu olmayan kişiler ceza almaktadır.
TÜRKİYEDEKİ ÇEK MEVZUATININ İNSAN HAKLARINA VE ANAYASAMIZA UYGUN OLMADIĞI
KAAATİNDEYİZ. HEM KEŞİDECİ HEM LEHDAR BU YASANIN ADİL OLDUĞUNA İNAMAMAKTADIR.
ÇEK SUÇLARININ OLUŞMAMASI İÇİN BAŞTAN TEDBİR ALINMALI. HAPİSTE YATAN VE YATACAK
ESNAFLAR UYGULAMADAKİ TCK ya GÖRE SERBEST BIRAKILMALIDIR."

iletişim@yargitay.gov.tr

Kaynak


Devamını Okuyun

KADER MAHKUMU ÇEK MAĞDURLARINI HAPİSTEKİ KATİLLERLE BİR TUTAN DÜZEN OLMAZ OLSUN!

www.tips-fb.com

KADER MAHKUMU ÇEK MAĞDURLARINI HAPİSTEKİ KATİLLERLE BİR TUTAN DÜZEN OLMAZ OLSUN!


Mustafa ÖZBEY

."Şu çığlığı duyun: Ailelerimizle, eşimizle dostumuzla, hısımla akrabayla hasretliğimiz bitsin.. Okula giden yavrularımızın yüzü düşmesin!"

Ne diyorlar:
"Durdurun infazları, açın hapishaneleri, bırakın bizi..
Ailelerimizle, eşimizle dostumuzla, hısımla akrabayla hasretliğimiz sona ersin..
Okula giden yavrularımızın yüzü düşmesin..
Babalarının, amcalarının, dayılarının, ağabeylerinin; evlerinin erkeğinin hırsız, dolandırıcı, vurkaççı olmadığını görsün..
Herkes biliyor ki bizler paçasını üçkağıtçıya, çek - senet mafyasına, gözünü para hırsı bürümüş malum yerlere kaptırmış birer kader mağduruyuz..
Dönelim işimizin gücümüzün başına..
Ocağımızı yeniden yakalım, aşımıza kavuşalım..
Yeniden karalım hayatımızın kağıtlarını..
Borçsa borç, alacaklıysa alacaklı..
Çalışalım çabalayalım, gecemizi gündüzümüze katalım..
Hayatımızdan geçelim..
Kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyelim..
Vazgeçelim dünya nimetlerimden, güzelliklerinden, ikballerinden..
Varsın ömrümüzün geri kalanı yoksunluklarla, yoksulluklarla, içimizde uhde kalanlarla geçsin..
Yeter ki bu mahpus hayatı bitsin..
Yeter ki elini kana bulamış..
Tecavüz, sapıklık, sübyancılık, oğlancılık, zina akla gelen her sapkınlığa meyyal, kafayı sıyırmış..
Haram yemiş, zina yapmış, başkasının malını mülkünü iç etmiş,
Hırsızı, uğursuzu, cepcisi, yankesicisi, alavere dalaverecisiyle bir tutulmayalım..
Salıverin bizleri..
Salıverin ki alacaklımız alacağını, borçlumuz borcunu alsın..
Hayata dönelim..
İnsan olduğumuzu, insan yerine konduğumuzu..
Başımızda bir devlet olduğunu anlayalım.."


***
Böyle diyor içerdeki mağdurlar, çilekeşler, kadersizler, biçareler, boynu bükükler; elinden bir şey gelmeyen bizim insanımız..
Böyle diyorlar elinden her şey gelebilen dışarıdakilere..
Kanun yapanlara, kanun yapıp yeniden yenisini yapanlara..
Presstürk’e mektup yağıyor, mesaj yağıyor, mail yağıyor..
Yayınlıyoruz, hep de yayınlayacağız..
İşte itiraf ediyorlar; kimi oyuna gelmiş, kimi esen rüzgarı yanlış okumuş, kimi boş bulunmuş..
Belli ki binlercesi alavere dalaverede mağdur olmuş, iş kazasına uğramış, gitgeldeki piyasa dalgalarında boğulmuş..
Kim hata yapmıyor ki hayatında..
Önemli olan tekrar etmemesi, ders çıkarılması, yeniden düşülmemesi aynı hataya..
Kişiye en ağır cezayı, en alçaltıcısını layık görenler sütten çıkmış ak kaşık mı ki..
Onlara hatasını kim, nasıl ödetecek..
Para musluğunun başındakilerin..
Kan emicilerin, milleti sağanların, ilik kurutanların..
Kara kara suratlıları, eli beli silahlıların, pusudaki kurtların..
Aileleri, yuvaları dağıtanların..
Sevenlerini, sevdiklerini demir parmaklıklara atanların..
Bu para harisliğine, bu gözü dönmüşlüğe göz yumanların suçu yok mu..
Biliyoruz; kabahat samur kürk bile olsa kimse üstüne almaz..
Hadi bu dünyada kendilerini de bizleri de kandırıyorlar; bunun bir de Yüce Rabb katı var..
Bunun bir de..
Bu kadar günahla, bu kadar veballe cayır cayır yanması var..


Kaynak

Devamını Okuyun

4 Mayıs 2009 Pazartesi

SANA SESLENİYORUM EY YÜCE DEVLET!

www.tips-fb.com




SANA SESLENİYORUM EY YÜCE DEVLET!
Mustafa Özbey yazıyor.."Şu çığlığı duyun: Ailelerimizle, eşimizle dostumuzla, hısımla akrabayla hasretliğimiz bitsin.. Okula giden yavrularımızın yüzü düşmesin!"

4 Mayıs 2009


Ne diyorlar:
"Durdurun infazları, açın hapishaneleri, bırakın bizi..
Ailelerimizle, eşimizle dostumuzla, hısımla akrabayla hasretliğimiz sona ersin..
Okula giden yavrularımızın yüzü düşmesin..
Babalarının, amcalarının, dayılarının, ağabeylerinin; evlerinin erkeğinin hırsız, dolandırıcı, vurkaççı olmadığını görsün..
Herkes biliyor ki bizler paçasını üçkağıtçıya, çek - senet mafyasına, gözünü para hırsı bürümüş malum yerlere kaptırmış birer kader mağduruyuz..
Dönelim işimizin gücümüzün başına..
Ocağımızı yeniden yakalım, aşımıza kavuşalım..
Yeniden karalım hayatımızın kağıtlarını..
Borçsa borç, alacaklıysa alacaklı..
Çalışalım çabalayalım, gecemizi gündüzümüze katalım..
Hayatımızdan geçelim..
Kan kusup kızılcık şerbeti içtik diyelim..
Vazgeçelim dünya nimetlerimden, güzelliklerinden, ikballerinden..
Varsın ömrümüzün geri kalanı yoksunluklarla, yoksulluklarla, içimizde uhde kalanlarla geçsin..
Yeter ki bu mahpus hayatı bitsin..
Yeter ki elini kana bulamış..
Tecavüz, sapıklık, sübyancılık, oğlancılık, zina akla gelen her sapkınlığa meyyal, kafayı sıyırmış..
Haram yemiş, zina yapmış, başkasının malını mülkünü iç etmiş,
Hırsızı, uğursuzu, cepcisi, yankesicisi, alavere dalaverecisiyle bir tutulmayalım..
Salıverin bizleri..
Salıverin ki alacaklımız alacağını, borçlumuz borcunu alsın..
Hayata dönelim..
İnsan olduğumuzu, insan yerine konduğumuzu..
Başımızda bir devlet olduğunu anlayalım.."


***
Böyle diyor içerdeki mağdurlar, çilekeşler, kadersizler, biçareler, boynu bükükler; elinden bir şey gelmeyen bizim insanımız..
Böyle diyorlar elinden her şey gelebilen dışarıdakilere..
Kanun yapanlara, kanun yapıp yeniden yenisini yapanlara..
Presstürk’e mektup yağıyor, mesaj yağıyor, mail yağıyor..
Yayınlıyoruz, hep de yayınlayacağız..
İşte itiraf ediyorlar; kimi oyuna gelmiş, kimi esen rüzgarı yanlış okumuş, kimi boş bulunmuş..
Belli ki binlercesi alavere dalaverede mağdur olmuş, iş kazasına uğramış, gitgeldeki piyasa dalgalarında boğulmuş..
Kim hata yapmıyor ki hayatında..
Önemli olan tekrar etmemesi, ders çıkarılması, yeniden düşülmemesi aynı hataya..
Kişiye en ağır cezayı, en alçaltıcısını layık görenler sütten çıkmış ak kaşık mı ki..
Onlara hatasını kim, nasıl ödetecek..
Para musluğunun başındakilerin..
Kan emicilerin, milleti sağanların, ilik kurutanların..
Kara kara suratlıları, eli beli silahlıların, pusudaki kurtların..
Aileleri, yuvaları dağıtanların..
Sevenlerini, sevdiklerini demir parmaklıklara atanların..
Bu para harisliğine, bu gözü dönmüşlüğe göz yumanların suçu yok mu..
Biliyoruz; kabahat samur kürk bile olsa kimse üstüne almaz..
Hadi bu dünyada kendilerini de bizleri de kandırdılar; bunun bir de Yüce Rabb katı var..
Bunun bir de..
Bu kadar kadar günahla, bu kadar veballe cayır cayır yanması var..

Mustafa Özbey

Kaynak

TEŞEKKÜRLER SAYIN MUSTAFA ÖZBEY

Devamını Okuyun

3 Mayıs 2009 Pazar

KİMSE ÇEK ÜSTÜNE AHKAM KESMESİN

www.tips-fb.com



Yüzlerce milyarlık çekleri kesip işlerin iyi olduğu dönemlerdeki itibarımızın % 10’unu versinler. 18 yıl çalıştığım firma 2. çek ödenmedi diye cezaevi kapısını açtı!


İdil Çeliker'in Güneş Gazetesi'nde karşılıksız çeklerle ilgili olarak kaleme aldığı yazı mağdurların ve ailelerinin büyük tepkisine yol açtı. Bu yorumların bir bölümüne ilgili haberin yorum köşesinde yer verdik. Yorumların bir bölümü de uzun olduğu için burada yayınlıyoruz. İşte 1. bölümü..

Özgür olsam borcumu öderim

Sayın İdil, ‘Bu cezaya rağmen ödeme yapmayanlar, hapis cezası olmadığında ödeme yapacaklar mı sanıyorsunuz’ diye sormuşsunuz. Burada ayırt etmemiz gereken şu olmalıydı:
Bu cezaya rağmen ödeme yapmayanlar ve de bu cezaya rağmen ödeme yapamayanlar, işleri bozulan ve 5 yıla kadar hapis ile cezalandırılan çoğu kimse çıktıktan sonra bu parayı ödemesi imkansız gibi bir şey, ama hapis ile cezalandırılmayıp rahat bırakılırsa, piyasasını kaybetmeden yavaş yavaş tekrar toparlanıp borcunu ödemesi muhtemel. Zaten bu sırada herşeyi icralı.
Bir tarafın özgürlüğünü teslim ederken, çeklerinin karşılığını alamayanların mağdur olduğunu ve bununda hukukla bağdaşmadığını ifade etmişsiniz. Peki dünyanın en gelişmiş ve en geri kalmış ülkelerinde bile karşılıksız çeke hapis cezası yokken sadece bizim ülkemizde uygulanması hukukla bağdaşıyor mu? Üstelik AB uyum yasalarını kabul etmişken. Yani borçlu taraf özgür olmadığı müddetçe borcun ö-de-ne-bil-me-si imkansız.
İlahi adalet işleyişine gelince..
Eğer borçlu olan kişi gerçekten mağdursa ve borçları ödeyemeyecek durumda ise karşı tarafa düşen görev affetmek. Yok ‘affetmiyorum’ derse ilahi adalete göre huzurumahşeri,, yani hesap gününü bekleyecek. Ama biz borçlarımızın hesap gününe kalmasını istemiyoruz. Ancak özgürlüğümüz sayesinde borçlarımızı ödeyebiliriz. Neticede alacaklı kişiler bizim genelde ürün aldığımız kişiler. Yüzlerce milyarlık çekleri kesip işlerin iyi olduğu, alışverişin zirveye çıktığı dönemlerde gördüğümüz itibarın yüzde 10’unu versinler. 18 yıl çalıştığım firma ikinci çek ödenmedi diye cezaevi kapısını açtı. Ama ben yine de samimiyim. Özgür olsam borcumu öderim.
Sergen

İdil Hanım önce konunun ne olduğunu öğrenin

Çekten ceza verildiğinde borçlu cezaevine giriyor, çünkü yargı bu şekilde işliyor ve borçlu cezasını borcunu ödeyemediği için hapis olarak çekiyor. Bu durumda mantıken borç birileine ceza olarak ödeniyor. Peki kime, devlete, sonra çıkıyor ceza evinden alacaklı yine alacaklı. Bu durumdan kim avantajlı düşünün. Devlet hem besliyor hem külfetini çekiyor. Sonu: Herkes mağdur. En başta devlet taraf oluyor ve herkes mağdur. Cezasını çeken kişi ne için cezaevinde yatıyor? Alacaklı niye ceza aldırıyor? Devlet niye böyle kişiler arasındaki anlaşmalarda alacaklı tarafında oluyor. Niye mağduriyete sebep veriliyor. Her şekilde bu hatalardan dönülmeli. Bir önce yeni yasa yürürlüğe girmeli. Taraflar sadece devletten uzlaşmayı talep etmeli. Devlet varlığını, büyüklüğünü vatandaşını kucaklayarak barışık yaşatmalıdır. Hiç bir ekonomik hata ve kriz vatandaşın hürriyetini kısıtlamamalı. Dolandırıcılarınki hariç. Esnaf, tüccar, sanayici, işadamı Türk vatandaşı dolandırıcı olamaz. Türk vatandaşı en iyisine layıktır. İnsanımıza AB uyum yasaları olmasa dahi sahip çıkalım. Hürriyetlerimize sahip çıkalım. Yeni anayasamıza sahip çıkıp yeni yasaları bir an önce çıkarıp doğruların emsali olun. Bu nesil sizi rehber alıp, mihmandar alıp, örnek alıp umutlarını yeşertsin artık. Saygıyla.
Halis Can


Bu yazıyı yazana cevaptır

Soruyorum: Neden bir tek çek bankalar da kredi kartı ve kredi veriyor neden tutuklaması yok? Neden senede, araba, ev, ihtiyaç kredisine tutuklama yok da çeke var. Bir tek çek mi ticaret emsali oluyor? Öbürlerini alan ucunda hapis olmadığını biliyor ve ticaretini devam ettiriyor. Bir tek çeke mi kaldı bu hapis ve caydırıcılık?
Demişsiniz ki: ‘Hapis olmasa çoğu çekini bile ödeyemeyecek.’ İnsanlar şirket çekinden korkup arkasına şahsi imzalarını attırabilirler. Eğer ki karşındaki insandan korkuyorsan, e o zaman ticaret yapma o insanla. O insan da hacizlik bir mal kalmazsa ne yapabilir ki. Hapis çözüm mü..
Peki sorarım size: İki kişi arasındaki alacak verecek hususuna sizi vekil yaptılar ve ne söylerseniz kabulüm dediler. Sizi büyük saydılar vs. Siz hemen sorgulamadan etmeden, durumları bilmeden borçluyu asın mı dersiniz? Sizin düşünceniz bunu anlatıyor. Tıpkı hükümetin şu anki yaptığı gibi.
Çekini ödeyemeyen herkesi dolandırıcı sıfatına koyup hapisle cezalandırıyor. Bu olmaz, tek taraflı bir düşünce tarzıdır bu..
Peki siz AB ülkelerinde uygulanmayan bu hapis cezasını onaylayıp onlardan daha akıllı olduğunuzu mu ima ediyorsunuz? İlla ki onların bir bildiği vardır ve sırf bu yüzden bizim hükümetimiz de direk hapis cezası veremiyor önce para cezası diyor, ödemezsen hapis diyor. Sizce bunu neden yapıyor, bir düşünün.
Ben de eskiden patrondum; ödemeyenleri ben de avukata veriyordum çünkü haklıydım ve alacalıydım ama beni avukatlar yönlendirdi. Hemen hapis çıkaralım, sıkışır, öder. Bakın iyi düşünün bu konuyu. İllaki bir yerde yakalanır ve öder, ödemezse hapse girer. Bunu avukatlar ve devletin kanunları yönlendiriyor. Biz de evet diyoruz. Oysa devlet alacak verecekte taraf olamaz . İki trafı da dinlemek zorundadır ama yok borç ya da hapis hak mı bu. İllaki kötü zihniyetli insanlar var, onları ayırmak o kadar kolay ki. Öncesinde vukuatı olmayıp çekini ödeyenlerle sırf piyasayı dolandırmak için ortaya çıkanları bankalar da hakimler de çok kolay ayırt edebilir..
Ben de mağdur oldum, o yüzden ödemeyenler tarafına geçtim gibi düşünülmesin. Alacaklıyken iyiydi de borçluyken mi kötü oldu bu yasa. Yok, aklın yolu birdir. Parası olan daha önceden esnaflığı dürüst yapıp sıkıntıya girenlerdenim ben. Neden çekimi ödemeyip ticaret hayatımı ve mal varlıklarımı bitireyim ki? Enayi miyim ben? Lütfen iyi düşünün. Çekler sonra ödenmez felsefesinden çıkarın. Diğer tüm krediler nasıl ödeniyorsa parası olan bunu da öder. Her şey karşılıklı güvene bağlı. Tanımadığın birinden çek alma ya da karşılığında başka bir garanti iste. Bu senin elinde. Yoksa ticaret bir risktir, katlanacaksın. Nitekim ben de katlandım, ödemelerimi alamadım battım...
Kızmaca darılmaca yok. Dünyanın gelişmiş hiç bir ülkesinde olmayan hatta bizim anayasamızda bile olmayan bu kanuna herkes karşı çıksın. Kimse ekonomik durumundan dlayı özgürlüklerinden alıkonulamaz ve hapse atılamaz.

Çek mağduru Hakan

Kaynak

Devamını Okuyun

ÇEK MAĞDURLARINI KİMSE ANLAMIYOR

www.tips-fb.com

ÇEK MAĞDURLARINI KİMSE ANLAMIYOR


ÇEK MAĞDURLARINI KİMSE ANLAMIYOR

Bir yandan mafya ile uğraşırken bir de hapis cezasıyla karşı karşıyayız. Aileler dağılmış, perişan vaziyetteyiz. Çoluk çocuk ekmek parasına muhtaç durumdadır.


3 Mayıs 2009



İdil Çeliker'in Güneş Gazetesi'nde karşılıksız çeklerle ilgili olarak kaleme aldığı yazı mağdurların ve ailelerinin büyük tepkisine yol açtı. Bu yorumların bir bölümüne ilgili haberin yorum köşesinde yer verdik. Yorumların bir bölümü de uzun olduğu için burada yayınlıyoruz. İşte 2. bölümü..

Biraz da gerçekleri araştırın

Sevgili İdil Hanım,
Gerçekleri birazcık araştırıp da bu satırları yazmış olsa idiniz keşke..
1- Devlet dünyanın hiç bir yerinde alacaklının jandarması değildir. Devlet alacaklı ile borçluyu çıkarmış olduğu ticaret ve icra kanunları çerçevesinde adaletin tecellisini sağlar.
2- Şu anda yaşanan krizlerden dolayı çekini ödeyemeyen ve hapisle karşı karşıya olan ve hapiste olan onbinlerce insan iflas etmiş durumdadır. Sebebi de hükümetlerden dolayı çıkmış olan krizlerdir ve bu insanlar eğer biraz araştırırsanız yıllarca istihdam sağlamıştır. Devlete yük olmamış, devletin sağlaması gereken istihdamı sağlayarak devletin yükünü hafifletmiştir. SSK’sını, vergisini tıkır tıkır ödemiştir. Sadece istihdam sağlayarak değil vergisini ve SSK’sını da yatırarak devlete katkı sağlamış katma değer yaratmıştır.
4- Şu anda da iflas etmiş durumdadır. Bir yandan mafya ile uğraşırken diğer yandan da hapis cezası ile karşı karşıyadır. Bundan dolayı da kaçak hayatı yaşamaktadır. Aileler dağılmış, perişan vaziyettedir. Ekmek parasına muhtaç durumdadır.
3- Araştırın lütfen. Yıllarca milyarlarca ve hatta trilyonlarca (eski tl ile) çek ödemiştir.
4- Şu anda 5- İzliyoruz işte; dünyada şu anda yaşanmakta olan kriz dolayısı ile uygar ülkeler mevcut şirketlerin batmaması için trilyonlarca dolarlık kurtarma operasyonları düzenliyorlar; neden acaba? Bu ülkeler aptal mı da trilyonlarca doları harcıyorlar? Biliyorlar ki ülkeleri ayakta tutan reel ekonomilerdir. Reel ekonomiler istihdam sağlar, vergi geliri sağlar, kdv yaratır. Bizde ne oluyor? Eğer sıkıntıya düşmüş isen kredi talebin anında reddediliyor. Peki ne yapacak bu insanlar. Sizce intihar mı etmeli?
Bir Yudum Huzur


Bin düşünüp yazın

Sayın İdil Hanım, İnşallah görmezsiniz beddua gibi algılamayın ama bir gün sizin veya herhangi sevdiğiniz yakınınızın aynı duruma düşmesi durumunda fikirleriniz ve savunduğunuz doğrunuz aynı yönde olabilecek mi görmek isterim!
Kendimden örnek vereyim size: Elimde bulunan, hiçbir türlü tahsil edemediğim 320.000.-TL değerinde karşılıksız çeki olan ve alamadığım, tahsil edemediğim çekler yüzünden de ödeyemediğim 73.000 TL değerindeki çeklerimden dolayı da hapis cezası ile karşı karşıya kalan biri olarak sizin gibi düşünmüyorum. Dünyada ekonomik kriz var deniyor, tabiî ki bizleri de etkileyecek. Devasa firmalar zora girmiş, biz neyiz ki onların yanında? İşçisini çıkartıyor, hatta kepenk kapatıyor. İnanın ülkemizde krizin aşırı hissedilmesi sebebi öz sermayemizin olmayışındandır.
Hiç kimse çalıştırdığı paranın sahibi değil, emanet parayla kazanma gayesi içersinde bulunduğumuz için en küçücük bir aksilikte tökezleniyoruz.
Ticarette kar zarar kardeştir. İki esnafın arasındaki akit yüzünden devletimizin bu ilişkinin içersine müdahil olarak girmesi ve nemalanmaya çalışması akıl sır erdirilecek gibi değildir.
1985 yılından beri ticaretle uğraşıyorum. Kazandığımız zaman devletimiz diyor ki: Kazancının % 40’ını bana vereceksin. Niye? Başımızda bir bayrağımızın, bir devletimizin, bir ordumuzun olması ve bizleri gelebilecek her türlü dış ve iç düşmanlıklar ve kötülüklerden korumak için bunu istiyor ve alıyor. Ödemediğiniz zaman 10 tl. borç 100 tl çıkar. Faizde hiç insaf yok. Peki soruyorum size: Önümüzde işimiz, soframızda aşımız var iken payına düşeni alıyorsun da hiç olmazsa zora girdiğimiz zamanda aldığın % 40 vergi kadar katkın olsun. Elimizden tut ve bataklıktan bizi çıkar. Vazifesi bunu gerektirmez mi? Zorda kalan, aman dileyen vatandaşının yanında olmak değil midir devletçilik?
Sayın İdil Hanım, diyorsunuz ki ‘caydırıcılığı olan hapis cezası kalkarsa hepten çığırından çıkmaz mı bu iş?’ Size şunu söyleyeyim: Cebinde parası olan hiçbir esnaf veya iş adamı para için cezada yatmaz. Parası olup da hapis yatanlar bu işi meslek edinenlerdir ve bunları da ayıklayıp yok etmek devletin vazifesidir. Kurunun yanında yaşta yanar mantığı güdülmemelidir. Bana öyle geliyor ki siz ticaretin t’sinde kalmışsınız.
Hiç Adam

Yazıklar olsun, yazıklar!

Sayın İdil Çeliker, öncelikle sapla samanı ayırın.
Durumumun özeti:
1 sene önce mal almak ve teminat amaçlı 9 parça çekimi İzmir'de mal aldığım bir firmaya adlı firmaya vermiştim. Bu çekler günlerinden aylar önce 1 gün içinde vuruldu o firma sahipleri kaçınca ve tam 160.000.YTL...
Firma sahipleri bu çekleri, bankalarda, usulsüz krediler alarak kullanmışlar ve paraları alıp ortadan kayboldular. Benim gibi yüzlerce kişi dolandırıldı bu firma tarafından. 20 günlük evli bir arkadaşımız intihar etti. Aileler perişan, işyerimi kapatmak zorunda kaldım, çoluk çocuk aç.
Bu bankalar çeklerin ödenmesini talep ediyorlar, ama ortada mal yok. Adamlar malları teslim etmeden kaçtılar gittiler. Neyi satıp ödeyeceğim, şaşırdım. Avukat bile tutamıyorum, yarın alacağım ekmeği düşünüyorum sadece. Şimdi de hapis cezasıyla karşı karşıyayım. Aileme kim bakacak bu durumda? İçeriye girince borcum bitmeyecek, ama ailem perişan olacak. Hem dolandırıldım, hem hapse gireceğim. Çek alan mı veren mi mağdurdur, söyler misiniz bana?
Savunduğunuz hapis cezası ne kadar doğru? Bizi içeri attıklarında rahatlayacak mısınız ve tabii benim çocuklarım aç kaldığında.
Ben günde 18 saat çalışıyorum, borcum olmayan bir borcu ödeyebilmek için. Kendimi toparlayabilmek için. Sizin bu yazınız sadece ve sadece güdümlü ve yönlendirilmiş bir yazıdır. İlahi dalate benim içeri için mi işleyecek sadece? Siz bu adaletin size de işleyeceğini hiç füşünmüyor musunuz. Hak yiyorsunuz ha. Ve ben bu yazınızdan dolayı hakkımı helal etmiyorum size.
Nevzat Adagide

Kaynak

Devamını Okuyun
 
Anasayfa | About | Link | Link
Simple Proff Blogger Template Türkçe ÇeviriByNcdt .. ..