Blog Listem

28 Temmuz 2009 Salı

Cezaevleri alarm veriyor..

www.tips-fb.com


CEZAEVLERİ DOLDU..


ANKARA (CİHAN)


Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 2009 yılının ilk 6 aylık döneminde 8 bin 729 kişi arttı. 2008 yılında cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü sayısı 103 bin 235 iken; bu sayı 2009 Haziran sonu itibariyle 111 bin 865'e ulaştı.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye'de 346 kapalı ceza infaz kurumu, 28 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitim evi, 3 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 ceza infaz kurumu hizmet veriyor.

2008 yılı sonunda 92 bin 704 kişi adli suçlardan, 5 bin 439'u terör suçundan, 5 bin 92'si çıkar amaçlı örgütlü suçtan olmak üzere 103 bin 235 kişi cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunuyordu. Bu oran 2009 yılında artış gösterdi.

2009 yılının ilk 6 aylık döneminde 101 bin 188 adli suçtan, 5 bin 723 terör suçundan ve 4 bin 954 kişi de çıkar amaçlı örgütlü suçtan olmak üzere toplam 111 bin 865'e ulaştı. 3 Temmuz 2009 tarihi itibariyle ise bu oran 111 bin 964'e ulaştı.

2008 yıl sonu itibariyle ceza infaz kurumlarında 96 bin 890 erkek, 3 bin 599 kadın ve 2 bin 746 çocuk olmak üzere toplam 103 bin 235 kişi bulunuyor. 31 Aralık 2007 tarihi itibariyle bu rakam 90 bin 837 idi.

2008 Ocak ve Aralık dönemi içinde mevcut 12 bin 398 kişi arttı. Kapalı ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası 2 bin 260 olup tüm ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası bin 617, açık ceza infaz kurumlarında ise boş kapasite 643.

Ceza infaz kurumlarının nüfusu, 1999'da çıkarılan Cezaları Erteleme ve Şartla Salıverilme Yasası sonrası 49 bin 512 tutuklu ve hükümlüye kadar inerken, 2001'den itibaren artmaya devam etti.

1974 ise 24 bin 860 tutuklu ve hükümlü sayısı ile son 39 yılda cezaevlerinin en rahat nefes aldığı yıl. Emniyet yetkililerine göre bu tablonun yakalanan suçlu sayısındaki artışa bağlı olduğunu belirtiyor.

3 BİN 700 HÜKÜMLÜ SÜREKLİ ÇALIŞIYOR

4769 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri Kanunu uyarınca Ankara, İstanbul, Erzurum ve Kahramanmaraş Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Eğitim Merkezleri faaliyet gösteriyor.

Ceza infaz kurumlarında çalışan tüm personel, özellikle psikoloji ve insan hakları konularında sürekli hizmet içi eğitimden geçiriliyor.

Söz konusu personel eğitim merkezlerinde bulunan yatak, sınıf ve konferans kapasitelerinde artış yapılarak, aynı anda daha fazla sayıda personele eğitim verilmesi sağlanıyor. Personele yönelik bu çalışmalar dışında cezaevlerindeki eğitim çalışmaları da başarılı bir şekilde sürdürülüyor.

Ceza infaz kurumlarında bulunan yetişkin ve çocuk hükümlü ve tutuklulara yönelik ise okuma yazma kursları ile ikinci kademe kursları (ilkokul) düzenleniyor. 199 ceza infaz kurumunda bulunan iş yurtlarında konfeksiyon, ayakkabıcılık, dericilik, mobilyacılık, el sanatları, hizmet sektörü, fırıncılık, tarım, hayvancılık, çinicilik, inşaat başta olmak üzere 40'tan fazla işkolunda yılda ortalama 3 bin 743 hükümlü sürekli, 10 bin hükümlü ise kısmi zamanlı çalışıyor. Hükümlüler gündelik ücret alıp sigorta ve kâr payından yararlanıyor.

Devamını Okuyun

Her gün 2 bin 602 eve haciz

www.tips-fb.com


Küresel krizin etkisiyle icra daireleri de mesai yapmaya başladı Türkiye'de günlük ortalama haciz sayısı 2 bin 602'ye ulaştı...

Türkiye Kamu-Sen, küresel ekonomik krizin sonuçlarını çarpıcı bir araştırmayla ortaya koydu. Son dönemde icra dairelerinin fazla mesai yaptığından yola çıkan sendika, başta kredi ve kredi kartı olmak üzere birçok konuda icra takiplerinin arttığını tespit etti. Sendikanın verilerine göre; Türkiye'de günde 2 bin 602 ev ve işyerine haciz amacıyla icra memurları gidiyor. İcra memurları ev ve işyerlerindeki para edebilecek tüm eşyaları toplarken yedieminlerde de yer kalmadığı belirtiliyor. Haczedilenler arasında önemli bir yeri de otomobiller tutuyor. Arıştırmaya göre günde ortalama 123 araç haczediliyor. Her gün ortalama 273 fabrika kapanıyor.

Çekler karşılıksız
Araştırmanın çek ve senetle ilgili verileri de dikkat çekici. Her gün ortalama 26 bin 260 çek karşılıksız çıktığı için işlem görürken, 4 bin 312 senet de protesto ediliyor.

takvim

Devamını Okuyun

25 Temmuz 2009 Cumartesi

Sessiz patlama!

www.tips-fb.com





Mahkum ve tutuklu sayısı 111 bin. 950 bin kişiye haciz geldi. 45 bin araç haczedildi. Kapanan işyeri sayısı 100 bin, karşılıksız çek sayısı 9.5 milyon...

Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları Konfederasyonu (Türkiye Kamu Sen), ülkede büyük bir sosyal patlamanın yaşanmakta olduğunu iddia etti. Konfederasyondan yapılan açıklamada, “Cumhuriyet tarihinde ilk defa cezaevlerinde mahkum ve tutuklu sayısı 111 bine ulaştı. Son bir yılda 950 bin kişinin evine, işyerine ya da maaşına icra geldi. 45 bin araç haczedildi. Kapanan işyeri ve fabrika sayısı 100 bine dayandı. Karşılıksız çek sayısı 9.5 milyona, protestolu senet sayısı 1.5 milyona çıktı” denildi. Millet çıldırdı Açıklamada şu görüşlere de yer verildi: “Ülke ekonomisinde yaşanan olumsuz gelişmeler toplumu bunalıma sürüklemiş, patlama noktasına getirmiştir. Ülkemizin en önde gelen sosyolog ve psikologlarının ifadesiyle her 4 kişiden 1’i psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Krizden çıkışın öncelikli yolu, emekliye, memura ve asgari ücretliye her ay 200 TL harcama çeki verilmesi, böylece iç piyasanın canlanmasının sağlanmasıdır. Bu uygulama bir yıl boyunca sürdürülmelidir. Çözüm yok Ülke gündemi maalesef her gün iktidarın yarattığı suni gündemlerle işgal edilmektedir. En önemli sorunumuz olan ekonomik ve sosyal sorunlar halkın gözünden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Hükümeti gerçek gündem üzerinde yoğunlaşmaya davet ediyoruz.” Sendika bunları açıklıyor ama ülkeyi yönetenlerden ne yazık ki çözüm için çaba yok. Boğazımız sıkıldı Vatandaşın kemerini iyice sıkmaya çalışıyorlar. Aslında kemerde sıkılacak delik kalmadı, boğazımız sıkılıyor. Artan cinayet ve intihar haberleri, toplumdaki cinneti gözler önüne seriyor. Buna rağmen vatandaşın hayatını kolaylaştıracak adımlar atılmıyor. Bakalım sonuç nereye varacak...

http://www.gazetesok.com/

Devamını Okuyun

23 Temmuz 2009 Perşembe

Çek- senet mağduru olduk

www.tips-fb.com


Cumhurbaşkanı Gül, ziyareti sırasında bir esnaf üzerinde ‘Sayın Cumhurbaşkanım Erzurum’a hoşgeldiniz. 25 yıldır tekstil işi yapıyorum. Çek- senet mağduru olduk. 150 bin lira borcum var. 13 nüfusa bakıyorum. Seni ve Başbakanımı çok seviyorum’ yazılı bir pankart açtı. Bu sırada çevre güvenliğini sağlayan polisler ve korumalar esnafın çevresini sararak uzaklaştırdı.



http://fotogaleri.hurriyet.com.tr/GaleriDetay.aspx?cid=24941&p=1&rid=2

Devamını Okuyun

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Cezaevi Önünde 'Suçlu Değil, Borçluyuz' Eylemi

www.tips-fb.com


Cezaevi Önünde 'Suçlu Değil, Borçluyuz' Eylemi
Ümraniye Cezaevi Önünde Toplanan Çek ve Kredi Kartı Mağdurlarının Yakınları, Çek Kanunu'nun Değiştirilmesi İçin Hükümete Çağrıda Bulundu. Eylemciler, Cezaevlerinde Yatan Toplam 68 Bin Tutuklu ve Hükümlü İçin Hükümete Seslenerek Özel Bir Düzenleme Yapılmasını İstedi.


Ümraniye Cezaevi önünde toplanan çek ve kredi kartı mağdurlarının yakınları, Çek Kanunu'nun değiştirilmesi için hükümete çağrıda bulundu. Eylemciler, cezaevlerinde yatan toplam 68 bin tutuklu ve hükümlü için hükümete seslenerek özel bir düzenleme yapılmasını istedi. Grup adına açıklama yapan Burhan İşcan, sadece Ümraniye cezaevinde çek ve kredi kartından dolayı bin 500 kişinin yattığını belirterek, bunlardan bir kısmının dilekçe haklarının kısıtlanmasından dolayı açlık grevine başladığını söyledi.

"Çek Mağdurları Birleşimi" adı altında bir araya gelen yaklaşık 50 kişi, Ümraniye Ceza ve Tutukevi önünde eylem yaptı. Aralarında çocukların da olduğunu grup yakınlarının çek ve kredi kartı nedeniyle hapis yattığı öğrenildi. Üzerinde "Suçlu değil borçluyuz" ve "Özgürlüğümüz teminat değildir" yazılı pankartlar taşıyan grup adına basın açıklamasını sözcü Burhan İşcan yaptı. İşcan açıklamasında hükümete seslenerek, " 'Türkiye Büyük Millet Meclisi üzerinde irade yoktur' diyordunuz. Bunu biz de biliyorduk ama sonradan gördük ki bankalar varmış meğer. Meclis'in çıkardığı yasalarla alay eden bankalar. Çek Yasası geçersizdir. Yakınlarımız cezaevlerinde boş yere yatmaktadır. 1 Ocak 2009 tarihine kadar çıkartılması zorunlu olan TCK ile uyum yasaları Meclis tarafından çıkartılmamıştır. Mahkemeler farklı karar vermektedir. Aynı koğuştaki bir mahkum tahliye olurken diğerinin talebi reddedilmiştir. Çek Yasası ve borca hapis adil değildir. Borcundan dolayı hapis yatılması Anayasa'ya ve AHİM sözleşmesine aykırıdır. Fakat meclis tatilde olduğu için çek yasası değişmemektedir." dedi.

-100 LİRAYA BİR GÜNLÜK ÖZGÜRLÜK-

Babası 9 aydır cezaevinde olan İpek Seyalıoğlu ise, "Artık adalet değil atalet mülkün temeli oldu. Evrensel hukukta borcu yüzünden cezaevinde kimse yatmaz. Çek yüzünden mağdur olanlar için en kısa zamanda yasal düzenleme yapılmasını bekliyoruz." diye konuştu. Şirket yetkilisi olduğu için karşılıksız çek nedeniyle 3 ay hapis yatan ve birkaç gün önce tahliye olan Hakan Sarıtaş da, "Çek Yasası'nda hapis cezası yok. Adli para cezası var ve bunu ödeyemeyenler günlüğü 100 TL'den hapis yatıyorlar. Özgürlük burada tahvil edilmiş durumda. Günlük özgürlüğün bedeli 100 liradır. Devlet kendi para cezasını tahsil edebilmek için cezaevlerini kullanmaktadır." dedi.

CİHAN

Devamını Okuyun

18 Temmuz 2009 Cumartesi

LÜTFEN BU SES'E KULAK VERİN

www.tips-fb.com

Bizler cezaevinde yatan çek yasası mağdurlarının yakınlarıyız,dostlarıyız.
Yanlarında olduğumuzu göstermek için geldik
Yalnız olmadıklarını söylemek,
Biz hukukun tek çare olduğunu ve hukuk yollarının bitmediğini anlatmak ve
Biz canlarımızın durumunu, kendimiz öğrenmek için geldik.
Çocuklarımız, babalarımız içeride. Biz onları görmek için geldik.

Dilekçe haklarının kısıtlanmasını onur kırıcı bulan bazı çek yasası mahkumlarının açlık grevine başladığını öğrendik.
İçeriden düzgün bilgi alamıyoruz.
Mağdur aileleri dağılmıştır, güçleri kalmamıştır.
Ulaşamamaktadır.
Biz canlarımızın durumunu, kendimiz öğrenmek için geldik.

Bizler cezaevinde yatan çek yasası mağdurlarının yakınlarıyız,dostlarıyız.
Canlarımızın durumunu öğrenmek istiyoruz..
Bir temsilcinin görüşmesini istiyoruz
İlk ağızdan durumlarını öğrenmek, gelişmeleri anlatmak istiyoruz
biz anlatmazsak, açlık grevi yapıyorlarsa size inanmazlar
özgür iradeleriyle açlık grevi yapanlara biz birşey diyemeyiz
biz ancak temsilcimiz aracılığı ile gelişmeleri bizzat anlatabiliriz
Burhan İşcan bey mecliste temsilcimiz olarak görüşmeler yaptı.
temsilcimiz eylemcilerin görüşlerini ancak dışarıya aktarır
belki bir talepleri vardır, belki bir şeyler ters gidiyordur.
Belki istanbulu özlemişlerdir.
Biz canlarımızı görmek istiyoruz.
Temsilcilerimiz cezaevi müdürlüğüne dilekçe veriyor. Açık görüş talep ediyoruz.
Biz canlarımızın durumunu öğrenmek için geldik.
Bizler cezaevinde yatan çek yasası mağdurlarının yakınlarıyız,dostlarıyız.
Basında yer alan 1.500 çek hükümlüsü var haberleri gerçekleri yansıtmıyor.
Söz konusu 1.500 kişi sahtecilik ve mükerrerlikten dolayı doğrudan hapis cezası alanlardır.

Çek yasamızda doğrudan hapis cezası yoktur. Adli para cezası vardır.
Adli para cezası otuz gün içinde ödenmediğinde hapis cezasına dönmektedir.
Adli para cezası "borcundan dolayı kimse hapsedilemez" evrensel hukuk yaklaşımı önünde bir görünmezlik perdesi olarak kullanılıyor.
Adli para cezasını ödeyemeyenler bu cezayı günlüğü yüz liradan özgürlükleriyle ödüyorlar.

Özgürlüğümüzün ederi yüz liradır
Özgürlüğümüzün bedeli ödeyemediğimiz çeklerimizdir
Borcumuzdan dolayı özgürlüklerimiz elimizden alınmıştır
Devlet kendi para cezasını tahsil için cezaevlerini kullanmaktadır.

Bizler cezaevinde yatan çek yasası mağdurlarının yakınlarıyız,dostlarıyız.
Cezaevlerinde borcundan dolayı, altmış sekiz bin kişi özgürlüklerinden yoksundur.
Borcundan ötürü 200 bin kişi kaçak durumdadır.
Bu sayı hızla artmaktadır
Cezaevlerinde insanlık dışı koşullar mevcuttur .
Cezaevleri kapasitelerinin, iki-üç katı insanı sağlıksız koşullarda barındırmaktadır
Biz canlarımızı görmeye geldik.
Bizler cezaevinde yatan çek yasası mağdurlarının yakınlarıyız,dostlarıyız.
Cezaevlerinde borcundan dolayı, altmış sekiz bin kişi özgürlüklerinden yoksundur.
Borcundan ötürü 200 bin kişi kaçak durumdadır.
Bu sayı hızla artmaktadır
çek yasası yok hükmündedir.
Evet çek yasası geçersizdir. Canlarımız boşuna yatmaktadır.
1.ocak. 2009 tarihine kadar çıkartılması zorunlu olan Türk Ceza Kanunu ile uyum yasaları meclis tarafından çıkartılmamıştır.
Çek yasası geçersizdir.
Biz söylemiyoruz.
Prof. Adem SÖZÜER söylüyor. Prof. Hayri DOMANİÇ söylüyor. Anayasa komisyonu başkanı Ahmet İYİMAYA söylüyor.
Çek yasası şu anda geçersizdir. Biz söylemiyoruz.
Sakarya, Şişli, Eyüp, Gaziantep , Antalya , Bilecik, Samsun ağır ceza hakimleri söylüyor
Biz söylemiyoruz. bağımsız ve onurlu Türk yargısı söylüyor..

Mahkemeler farklı karar vermeye devam etmektedir. Aynı koğuşta kalan bir mahkum tahliye olmuş, diğeri red edilmiştir.
Biz söylemiyoruz.. Türk mahkemeleri söylüyor .
Mahkemeler önünde eşit değiliz..
Biz söylemiyoruz, görüyorsunuz. Canlarımız içeride bizi bekliyor.

Çek Yasası adil değildir.
Biz söylemiyoruz Yargıtay başkanı Hasan GERÇEK er söylüyor.
Borca hapis adil değildir.
Biz söylemiyoruz profesörler söylüyor.
Anayasaya aykırıdır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırıdır.
Sadece biz söylemiyoruz,
Herkes söylüyor.

Çek yasası değişecektir. Meclis tatildedir.
Çek yasası meclistedir.
Canlarımız içeridedir.
Onlar yargı-iktidar çekişmesinin kurbanlarıdır.
Biz canlarımızı görmek için geldik.

Medya bizleri görmüyor.
Biz görünür olmaya geldik. Dramı anlatmaya geldik.
Yüzbinlerce insan adil olmayan çek yasasının kurbanıdır.
Biz adalet istiyoruz.
Hukuk istiyoruz.

İnsan hakları derneklerinden yardım talep ediyoruz.
Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gitme kararı aldık.
Mahkumların vekalet verebilmesini talep ediyoruz.
Dilekçelerimiz geciktirilmektedir.
Olmayan yasa esmekte, canlarımız beklemektedir.
Biz canlarımıza destek olmaya geldik.
Biz yaşam,
Hukuk
Adalet istiyoruz.
Biz destek istiyoruz..

Biz insan hakları için buradayız.
İnsan haklarıya insandır.

Insan hakları hemen şimdi.

Yaşasın bağımsız ve adil Türk yargısı

Devamını Okuyun

14 Temmuz 2009 Salı

Çek Mağdurları Metris Cezaevi Önünde Eylem Yaptı

www.tips-fb.com


Çek mağdurlarının "Metris" buluşması

Kendilerini ''Çek Mağdurları Bileşeni'' olarak niteleyen bir grup, karşılıksız çıkan çekler nedeniyle cezaevinde bulunanların ziyaretçilerine moral vermek amacıyla Metris Cezaevi önünde buluştu.

Burada, grup adına AA muhabirine bilgi veren Burhan İşcan, ''zincirleme şekilde bir çok kişiyi etkileyen karşılıksız çek sorununun, global ekonomik kriz nedeniyle özellikle son aylarda daha da arttığını'' ifade etti.

Karşılıksız çekler nedeniyle hapis yatan esnaf, tüccar, iş adamı ve sanayicilerin sayısında önceki yıllara oranla artış olduğunu öne süren İşcan, ''Hapse girenler ise işlerini idare edemediklerinden, ticari, sosyal ve aile hayatlarında büyük sorunlarla karşılaşıyorlar'' dedi.

İşcan, 2005 tarihinde yürürlüğe giren Yeni TCK'nın 5. maddesine göre, ''ilgili bütün kanunların en geç 2008 yılı sonuna kadar yeni TCK'ya uyarlanması'' gerektiğini, ancak Çek Kanunu'nun halen tasarı halinde beklediğini ve yasalaşmadığını hatırlattı. Tasarının bankalara da sorumluluk getirdiğini belirten İşcan, ''kanunun bankacılar tarafından geciktirildiğini'' iddia etti.

Çek Kanunu'nun yasalaşmasının gerçekleşmemesi halinde İşcan, ''gerçek dolandırıcılarla ekonomik sıkıntılar dolayısıyla çekleri karşılıksız çıkan esnaf, iş adamı, tüccar ve sanayicilerin birbirinden ayrılamayacağını ve çok sayıda insanın mağduriyetinin süreceğini'' dile getirdi.

Daha sonra grup üyelerinden bazıları, karşılıksız çek dolayısıyla cezaevinde bulunan yakınlarını ziyarete giderken, bazıları da tutukluların yakınlarına destek verdi.

Devamını Okuyun

4 Temmuz 2009 Cumartesi

ÇEK YASASI NEDEN ÇIKARILAMADI?

www.tips-fb.com


Avukat Rahmi Ofloğlu: "Karşılıksız çek büyük bir sosyal sorun, diyoruz. Karşılıksız çek henüz büyük sosyal sorun, yara değildir, potansiyel bir sorundur."

ÇEK EYLEMLERİNDE NEDEN BEKLENEN YETERLİ SAYIYA ULAŞILAMIYOR?

Çek kanunu neden Adalet Komisyonundan meclise sunulmadı? Basından ve ikili görüşmelerde yetkililerden öğrendiğimize göre Babacan karşı çıktığı için kanun çıkmadı. Peki, bunun arkasındaki tek neden piyasada dolaşan 226 milyar tutarındaki çek ve af çıkması nedeni ile doğacağı iddia edilen nakit sıkıntısı mıdır?

Bence Hayır, tek neden bu değildir, hatta temel neden bu değildir. AK Parti içerisinde Çek Tasarısı konusunda farklı görüşler vardır. Çek mağdurları genellikle esnaflardır ve esnaflarda ağırlıkta Ak Partiye oy veren kişilerdir. Çek tasarısı açık bir çek affını içermediği gibi 3167 deki cezayı da misli ile artırmaktadır. Bu hali ile yasallaştığında parti tabanından tepki toplayacaktı.

ÇEK EYLEMLERİNDE NEDEN BEKLENEN YETERLİ SAYIYA ULAŞILAMIYOR?

Bunun nedenleri yukarıdaki nedenlerle birçok yerde örtüşmektedir. Karşılıksız çek büyük bir sosyal sorun, büyük bir toplumsal yaradır diyoruz. Biz belki burada yanılıyoruz. Karşılıksız çek henüz büyük bir sosyal sorun, sosyal bir yara değildir, potansiyel bir sorundur.

Neden mi? Elimizde mevcut istatistikler şöyle bir göz atalım bunu göreceğiz. 2002 yılından bugüne kadar devam eden çek mahkûmu ya yoktur, ya da yok denecek sayıdadır, 2003 yılı da öyle ciddi bir rakam değildir. Esas sorun doğacak sorunlardır. Yargıtay da bekleyen 70.000 dosya, başsavcılılık da bekleyen 150.000 dosya, adliyelerde savcılıklarda bekleyen on binlerce dosya, asliye cezalarda öyle on binlerce dosya vardır. Hükümet bu durumu hepimizden iyi bilmektedir ve af ya da çek kanununda değişiklik için zamanı vardır, halen hükümeti sıkıştıran bir durum yoktur.

BÜTÜN BUNLARA RAĞMEN ORTADA BÜYÜK BİR HAKSIZLIK VARDIR, İNSANLAR KANUNSUZ OLARAK HAPİSHANELERDE TUTULMAKTA, KAÇAK YAŞAMAYA ZORLANMAKTADIR. BU BÜYÜK BİR HAKSIZLIKTIR.

Bu haksızlık karşısında doğruyu söylemek gerekirse esas sorgulanması gereken yargıdır, 1o.ceza dairesidir, siyasal iktidarın sorumluluğu ikincil bir sorumluluktur. Albay Çiçek’in 24 saat geçmeden tahliye edilmesi üzerine bir gazete ilginç bir manşet attı. Manşet Şöyle:

Abrakadabra Çiçek serbest

Abrakadabra çek mağdurları hapiste diyebilir miyiz bilmem?

Benim görüşüm, hani derler ya, “yiğidi öldür hakkını ver” ,diyorum ki hükümet 31.12.2008 tarihine kadar uyum yasasını çıkarmamakla üzerine düşeni şimdilik kaydı ile yaptı. Sorgulanması gereken yürürlükte olup olmadığı tartışmalı olan bir kanundan insanlara ceza vermeye devam eden 10. Ceza Dairesidir, yerel mahkemeler sorumluluk almamak için dairenin peşinden gidiyor. Zaten bu ülkede sorumluluk almanın her şeyden önce bir insanlık, bir yurttaşlık görevi olduğunu toplum olarak kavramış olsak yaşamakta olduğumuz birçok sorunu aşmış olacağız.

BÜYÜK SOSYAL SORUN HÜKÜMETİN VE TOPLUMUN ÖNÜNDE DURUYOR.

Yargıtay’da bekleyen 70.000 dosya üç yıl içersinde onaylanarak yürürlüğe girecektir.2005 yılına kadar karşılıksız çek mahkûmiyetlerinin ancak % 5 i hapis cezasına dönmüştür, bence bu oran bundan sonra beklemedik biçimde artacaktır. Her geçen gün hapisteki insan sayısı artacaktır ve bugün bu sorunu algılamakta güçlük çekenler başlarına geleceklerin farkına varacaklardır. Bundan ne demek istiyorum? Bugün savcılıklarda, mahkemelerde, Yargıtay Başsavcılığında bekleyen birkaç yüz bin dosyaya rağmen bir meclis eylemine beş yüz kişi katılmıyorsa bu mağdurların azlığından değil TEHLİKENİN FARKINDA olmamaktan kaynaklanıyordur. On binlerce dosya Yargıtay’ca onandığı, mahkûmların sayısı çığ gibi büyüdüğünde artık benim burada bir şey yazmamak gerek kalmayacak ,herkes tehlikenin farkında olacaktır.

OLAN BUGÜN İÇERDE YATANLARA, KAÇAK YAŞAMAYA ZORLANANLARA OLUYOR.

ACİL ÇÖZÜM BELKEYEN BU İNSANLARDIR

PEKİ, NE YAPMALI?

Tek kelime ile farkındalığı artırmalıyız başka çare yok, aksi halde karşılıksız çeke çözüm bulunması yıllara yayılabilir. Beni telefon ile arayanlar hatırlayacaktır, ben hep hemen bir çözüm olmadığını söylegeldim. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum.

FARKINDALIĞI ARTIRMAZ İSEK ÇÖZÜM YILLARA YAYILABİLİR

Benim bu sözüm sizlere hoş gelmeyebilir, gelmeyecektir de, bunu biliyorum, ama 5 yıl içeride kalmaktan herhalde daha iyidir bir yıl sonra serbest kalmak, ya da üç yıl daha kaçak yaşamaktansa bir yıl sonra özgür olmak daha iyidir. Hepimizin isteği hemen şimdi ama hemen şimdi aceleciliği bizi üç yıl geciktirecekse bizim bu dileğimiz neye yarar?

ÖNERİM ÖNCE İLLER BAZINDA ÖRGÜTLENMEK, ETKİNLİKLER İÇİN MADDİ KAYNAK OLUŞTURMAK VE DOĞRU ZAMANDA DOĞRU EYLEMİ KOYMAKTIR.

Kendi kendimizi kandırmayalım, bu hükümetin ideolojisi ile karşılıksız çeke ceza çelişkili değildir, bunu anlamalıyız. Sorunu küçümseyerek abartılı, iyimser yorumlarla varılacak yer hayal kırıkları yaşamak olacaktır.

http://rahmiofluoglu.wordpress.com

Devamını Okuyun
 
Anasayfa | About | Link | Link
Simple Proff Blogger Template Türkçe ÇeviriByNcdt .. ..