Blog Listem

29 Haziran 2009 Pazartesi

Çek mağdurları'ndan protesto

www.tips-fb.com

Kendilerini ''Çek Mağdurları Bileşeni'' olarak niteleyen bir grup, protesto gösterisi yaptı.

Kendilerini ''Çek Mağdurları Bileşeni'' olarak niteleyen bir grup, Ankara Güvenpark'ta protesto gösterisi yaptı.

İnternet üzerinden haberleşip buluşan ve farklı illerden Ankara'ya gelen grup adına konuşan Bileşen Başkanı Burhan İşcan, çekle ilgili düzenlemenin yasalaştırılmamasını eleştirdi.

''Yeni Türk Ceza Kanunu'na uyumlu Çek Yasası'nın çıkmaması sebebiyle Çek Ödemelerinin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanun'daki suç ve cezaların ilga olduğunu'' iddia eden İşcan, söz konusu yasa ile düzenlenen ceza kuralının uygulanamaz olmasının kabul edilmesi gerektiğini savundu.

Karşılıksız çek eyleminden alacaklının da sorumlu ve kusurlu olduğunu ileri süren İşcan, olmayan yasanın olmayan müeyyidelerinden dolayı hapislerin devam ettiğini dile getirdi. İşcan, uygulanamayacağı yasa ile düzenlenen, bu nedenle yasal olarak yok hükmünde olan bir kurala göre ceza vermenin pek çok düzenlemeye de aykırı olduğunu öne sürdü.

Çekin bono gibi kullanılmasının ekonomik zorunluluklardan kaynaklandığını belirten İşcan, Hükümetin bu zorunlulukları ortadan kaldırması gerektiğini ifade etti. İşcan, ayrıca ''Çek Yasası'' çıkmadan Meclis'in tatile girmemesini istediklerini söyledi.


A.A.

Devamını Okuyun

Çek mağdurlarının son umudu Gül ve Erdoğan

www.tips-fb.com


Yazdıkları çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle hapis cezasıyla karşı karşıya kalan 150 bin kadar esnaf adına Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'a yardım etmeleri için mektup yazıldı
CAHİT SARAÇOĞLU
Küresel ekonominin piyasalarda yarattığı olumsuzluktan dolayı yazdıkları çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle, bazı çevrelerce “çek mağduru”, bazılarınca da “dolandırıcı” olarak anılan 150 bini bulan esnaf, TBMM'den ümit kesilince, umutlarını Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan'a bağladı. Çek mağduru olduklarını dile getiren bir grup Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Erdoğan'a mektup yazdı.

BİZ DOLANDIRICI MIYIZ?

Mektupta, piyasada 1 milyona yaklaşan arkası yazılmış çek bulunduğu belirtilerek, yüzbinlerce esnafın hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekildi. Ekonomik suçlardan dolayı kişilerin özgürlüğünün kısıtlanamayacağının Anayasa'da olduğuna işaret edilen mektupta, “Peki bu esnaflar neden böyle yaptı sizce? Çek yazarken dertleri ne idi? Milyonlarca esnafın tamamı dolandırıcılık suçunu işlemek için mi çek kullandı?” sorularına yer verildi.

TBMM'de toplanma çağrısı

Bu arada mağdurlar, TBMM'nin tatile girmesi öncesinde bugün TBMM'de toplanacaklarını duyurdular. Mağdurlara TBMM'de buluşulması konusunda mail yoluyla gönderilen bir çağrıda, “Henüz tatil resmen başlamamıştır. Pazartesi günü basın önünde; Meclis'in büyük çoğunluğunu kapsayan iktidar ve muhalefete bize verdikleri sözleri hatırlatalım” denildi.

http://yenisafak.com.tr/Ekonomi/?t=29.06.2009&i=195282

Devamını Okuyun

24 Haziran 2009 Çarşamba

Çek mağdurları destek turunda

www.tips-fb.com


Çek Mağdurları Derneği Genel Başkanı Burhan İşcan ve aileleriyle birlikte Meclis'e gelen çek mağdurları, MHP grubunu ziyaret etti.

ANKARA
23.06.2009


ZAFER ÇAKMAK / ANKARA

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Türk ekonomisinin son yıllarda çok sayıda mağdur oluşturduğuna işaret ederek, çek mağdurlarına yeni bir ödeme imkanı getirecek olan düzenlemenin Meclis tatile girmeden yasalaştırılması gerektiğini söyledi.

Çek Mağdurları Derneği Genel Başkanı Burhan İşcan ve aileleriyle birlikte Meclis'e gelen çek mağdurları, MHP grubunu ziyaret etti. Ziyaretin ardından MHP Grup Başkanvekili Vural, çek mağdurlarıyla birlikte basın toplantısı düzenledi.

Yaşanan ekonomik krizin etkisiyle çok sayıda vatandaşın mağduriyete uğradığını belirten Vural, bu süreçte giderek artan şirket kapanmaları ve esnafın kepenk kapatması sonucu çeklerin karşılıksız hale geldiğini, protestolu senetlerin sayısının arttığını, kredi kartı borçlarının giderek biriktiğini, kredilerin ödenemez duruma geldiğini anlattı.

Yaşananların, Türkiye'de vatandaşların bir borç krizine girdiğini gösterdiğini söyleyen Vural, Türkiye'de ekonomik zincirin bozulmasından dolayı çek mağdurlarının oluştuğunu ifade etti.

Çek mağdurlarının, borçlarını ödemeleri konusunda kendilerine yeni bir imkan verilmesini istediklerini kaydeden Vural, hükümet tarafından bu çerçevede hazırlanarak 8 Mayıs günü Meclis'e havale edilen Çek Yasası ile ilgili düzenlemenin bir an önce Adalet Komisyonu'nda görüşülerek tatilden önce kanunlaşması gerektiğini belirtti.

TBMM'de son 2 yılda ödeme güçlüğü çeken bazı kesimlerle ilgili çeşitli yasalar çıktığına işaret eden Vural, bunun, Türk ekonomisinin nasıl kötü yönetildiğini ve ne kadar çok mağdur oluşturduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Vural, "Bu kadar mağdur oluşturan bir ekonomik sistemin bütün bedelini yine vatandaşlarımız ödemektedir" dedi.

Bu konuda mahkemelerin çok farklı kararlar verdiğine işaret eden Vural, böyle bir ekonomik suçun ekonomik yaptırımla geçiştirilmesi ve borcu olanın borcunu ödeyebileceği bir zemin oluşturulması bakımından bu düzenlemenin biran önce yasalaştırılması gerektiğini ifade etti.

Vural, daha önce bu tasarının bu dönem yasalaştırılacağının söylenmesine rağmen tasarının komisyonda görüşülmediğini dile getirdi.

Bu yılın ilk 5 ayında 876 bin 121 karşılıksız çek olayıyla karşı karşıya kalındığını kaydeden Vural, böyle kapsamlı bir sorun karşısında hazırlanan düzenlemenin süratle Meclis'ten geçmesini istediklerini vurguladı.

MHP Grup Başkanvekili Vural, bu kanun tasarısının gecikmesinin özellikle Anadolu'da ticareti açmaza soktuğunu anlattı. Ne kadar gecikilirse maliyetin o kadar arttığını belirten Vural, böyle bir beklentinin, karşılıksız çek keşidesini de teşvik eder mahiyete doğru gittiğini ifade etti.

Çek Mağdurları Derneği Başkanı İşcan ise tasarının Meclis Genel Kurulu'na gelmesinin finans sektörü tarafından engellendiğini öne sürdü. Finans sektörünün kendi bindiği dalı kestiğini söyleyen İşcan, "Biz finans sektörünün yıllarca bel kemikliğini yaptık. Ekonomiden bizi hapislik yaptırımıyla ayırmaları ekonominin zararınadır" diye konuştu.

1.5 yıldır çekte af beklentisinin olduğunu kaydeden İşcan, af beklentisinin çekte patlamaya yol açtığını söyledi. Çekteki patlamanın ekonomik krizle birlikte daha da arttığını belirten İşcan, bunun Türk ekonomisinde büyük hasarlara yol açtığını ifade etti.

İşcan, "Bizler borcumuzu ödemez istiyoruz. Bunun için borçlunun alacaklıyla anlaşması gerekir. Hapis cezası kaldırılırsa borçluyla alacaklı mutlaka anlaşacaktır. Bize bu imkanın verilmesini bütün milletvekillerinden istiyoruz" şeklinde konuştu.

Vural, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını cevapladı. Vural, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'in gündeme getirdiği 'yürütme memurluğu' projesiyle ilgili bir soru üzerine bu konuda önlerine gelen somut bir teklif bulunmadığını bildirdi.

Türkiye'nin bir parti devleti olmadığını vurgulayan Vural, Başkanlık sistemiyle de yönetilmediğini söyledi.

Bunun, devlet memurlarını parti memuru gibi gören zihniyetin tipik bir yansıması olduğunu kaydeden Vural şunları söyledi:

"AK Parti devlet erkini parti erki olarak kullanmak istiyor. Anayasamız, kamu hizmetlerinin devlet memurları aracılığıyla yürütüleceğine amirdir. Anayasamızın bu çerçevesi böyle bir imkanı vermiyor. Bu, AK Parti'nin nasıl bir parti devleti ve kadrolaşma arayışı içinde olduğunu ortaya koymaktadır."

Vural, TBMM Genel Kurulu'na verilen aralarda neden Türk müziği çalınmadığına yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine, veriler aralarda çok sesli müzik çalınmasını eleştirdiğini söyledi.

Bu milletin kültürüne ve değerlerine saygı gösterilmesi gerektiğini ifade eden Vural, Parlamento'da enstrümantal Türk müziği çalınmasını istemenin çok tabii olduğunu dile getirdi. Vural, "Burası Türk milletinin iradesinin kullanıldığı TBMM'dir. Aralar sırasında Türk müziği kullanılması çok doğaldır. THY, inişlerde, kalkışlarda enstrümantal Türk müziği kullanıyor. Biz kültürümüze, müziğimize sahip çıkalım. Bu milletin kültürüne, değerlerine sahip çıkmak için TBMM olduğuna göre böyle aralarda bu milletin ezgilerini, sezgilerini dinlemesi daha iyi olur diye düşünüyorum" dedi.

Bu arada basın toplantısının ardından çek mağduru ailesiyle birlikte Meclis'e gelen bir çocuk, Meclis koridorunda milletvekillerine 'annemin, babamın hapse girmesini istemiyorum' diye seslendi.

İHA

Devamını Okuyun

23 Haziran 2009 Salı

FLAŞ! BAYKAL'DAN ÇEK UMUDU!

www.tips-fb.com


Burhan İşcan'ın örgütlediği ve aralarında ünlü avukat Rahmi Ofluoğlu'nun da olduğu çek mağdurları, çareyi Ankara’da, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde arıyor. Bugün Adalet komisyonu başkanı Ahmet İyimaya’yla görüşen bir grup çek mağduru, İyimaya’dan sevindirici bir haber aldı. İyimaya, tasarının hazır olduğunu müjdeledi. Şimdi Adalet Bakanı’ndan olumlu bir cevap gelmesi bekleniyor. Sonra tasarı, meclis yolunu tutacak.
Grup, İyimaya’dan sonra CHP’li vekil Kemal Kılıçdaroğlu’nun kapısını çaldı. Kılıçdaroğlu, bu konunun üstüne gitme sözü verdi.
CHP Lideri Deniz Baykal da çek mağdurlarının dertlerini sahiplendi. Bugün, grup toplantısında, yargıtayın ve hükümetin gerektiği kadar bu konu üzerinde durmadığının altını çizdi. Hükümeti bir an önce bu yasayı çıkarmaya çağırdı. Hatta bu yasa çıkmadan meclisin tatile girmemesi gerektiğini savundu.
Baykal, konuşmasında Asliye Ceza Mahkemelerinin çeklerden başka cezalara bakamadığına dikkat çekti, rakam verdi. Baykal, “Yargıtay’da 75 bin dosya ve başsavcılıkta 150 bin dosya bekliyor. Bunlar 2004 yılı öncesine ait, arkadan gelen binlerce dosya var, durum çok vahim” dedi.
Şimdi söz Adalet Bakanı’nda. Eğer tasarıya ‘tamam’ der, meclise yollarsa
onbinlerce çek mağduru ve ailesinin yüzü gülecek.



www.pressturk.com

Devamını Okuyun

20 Haziran 2009 Cumartesi

Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesi

www.tips-fb.com


Çeklerle ilgili uygulamada yaşanan sorunları iyi açıklaması nedeniyle yazının başlığında 'bilmece' sözcüğünü kullandık. Gerçekten, karşılıksız çek keşide edilmesi halinde hapis cezası verilip verilemeyeceği konusu tam bir bilmece haline gelmiş durumda.

Önce, karşılıksız çeke hapis cezası öngören düzenlemenin, Anayasa'ya aykırı olup olmadığı ilgili çevrelerde tartışma konusu yapıldı. Aykırılık iddiasının temel dayanağı, Anayasa'nın 38. maddesinin yedinci fıkrasında yer alan; 'hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz' hükmüydü. Anayasa Mahkemesi'nin, karşılıksız çeke hapis cezasının Anayasa'ya aykırı olmadığına oyçokluğuyla karar vermesiyle tartışmalar sona erdi.
Ardından, Türk Ceza Kanunu'na uyumlaştırma ile ilgili yasal düzenlemelerin süresinde yapılmaması nedeniyle, karşılıksız çeklere verilecek cezalar konusunda yasal boşluk oluştu.

Yazının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz


Karşılıksız çeklerde hapis cezası bilmecesi

Devamını Okuyun

17 Haziran 2009 Çarşamba

Karşılıksız çek ve senede çözüm getirilmeli'

www.tips-fb.com


'Karşılıksız çek ve senede çözüm getirilmeli'
TESK Başkanı Palandöken, karşılıksız çek olaylarının her geçen gün arttığını söyledi

17 Haziran 2009 Çarşamba

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, karşılıksız çek ve senet olaylarında her geçen gün artış yaşandığını belirterek, ''Karşılıksız çek ve senede acil çözüm getirilmeli'' dedi.

Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, zamanında ödenmeyen çek ve senetlerin, piyasalarda yaşanan ekonomik sıkıntıyı her geçen gün daha da artırdığını kaydetti.

Merkez Bankası verilerine göre, bankalar tarafından ödenmediği bildirilen çek sayısının her geçen gün arttığını, geçen yılın ilk dört ayında karşılıksız çıkan çek adedinin 501 bin 230 iken, 2009 yılının aynı döneminde bu rakamın 710 bin 807'ye yükseldiğine işaret eden Palandöken, ''Acilen yapılacak yasal düzenleme ile ekonomik suça, ekonomik ceza verilmeli, dürüst olan çalışıp borcunu ödemelidir. Vatandaş cezaevine girdiğinde iş daha da içinden çıkılmaz hale geliyor, hem borcunu ödeyemiyor hem de ailesi perişan oluyor'' dedi.

Karşılıksız ve zamanında ödenmeyen çekler nedeniyle 1 milyonu aşkın dava bulunduğunu ifade eden Palandöken, çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun suç olmaktan çıkarılarak, idari para cezasına çevrilmesi ve çekin makul bir kısmının banka garantisinde olacak şekilde düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.

Palandöken, 2008 yılının ilk 4 ayında 493 bin 336 adet olan protestolu senet sayısının da 2009 yılının ilk 4 ayında 553 bin 846 adete çıktığını ifade etti.

Özellikle Anadolu'da ticaretin, vadeli çek ve senetlerle yürütüldüğünü belirten Palandöken, şunları kaydetti:

''Bu yılın ilk dört ayında ödenemeyen senet tutarının 2 milyar 597 milyon liraya ulaşması, mal alışverişini tıkanma noktasına getirmiştir. Çeklerin ve senetlerin ödenememesi nedeniyle bozulan ticaret zincirinin tekrar düzene girmesi ve insanların daha fazla mağdur olmamaları için düzenlemelerin acilen yürürlüğe konulmasını istiyoruz.''

AA

Devamını Okuyun

15 Haziran 2009 Pazartesi

BAROLAR NEDEN SUSUYOR?

www.tips-fb.com



BAROLAR NEDEN SUSUYOR?

Baroların Sessizliğini Anlamıyoruz


06 ocak 2009 günü Prof. Dr. Adem Sözüer TBMM de 3167 sayılı yasa ile ilgili bir açıklama yapıyor ve 5252 sayılı yasa ile verilen sürede yasada gerekli değişiklik yapılarak 5237 sayılı yasa ile uyumlu hale getirilmediği için yasanın ceza içeren 16. Maddesinin artık yürürlükte olmadığını açıklıyor ve bu açıklamayı Adalet Komisyonu başkanı Ahmet İyimaya “maalesef” diyerek onaylıyor. Bu açıklama basında geniş yankı buluyor, çünkü Sözüer ve İyimaya’nın açıklamasına göre hapisteki 68.000 mahkum serbest kalacak, kaçak durumdaki on binlerce insan beraat edecek, Yargıtay’daki 75.000 dosya düşecekti, bu nedenle açıklama çok önemli idi.

Başta İSTANBUL BAROSU OLMAK üzere hiçbir barodan bu açıklamaya olumlu veya olumsuz bir tepki gelmedi.

Türkiye’de hapishanelerde yatan 68.000 çek mahkumunu, kaçak durumda olan on binlerce insanı, yargıtay’da bekleyen 75.000 dosyayı ve adli yargıdaki 100.000 dosyayı aileleri ile birlikte 10 milyon insanı ilgilendiren böylesi bir hukuksal olayda Baroların sesliği çok ilginçti.

Barolar neden sessizdi? Açıklamayı onaylamadıkları için mi, yoksa onayladıkları için mi? Var mı bu sorunun yanıtı sizde? Barolar sessizdi, çünkü söyleyecek sözleri yoktu. Baro başkanları, avukatların ekonomik kaygılarla çekte cezadan yana olduklarının farkında idiler ve bu nedenle konuşmamayı tercih ediyorlardı.

SUSTULAR, SUSMAYA DEVAM EDİYORLAR..!

Sonra meclise bir çek yasa tasarısı geldi. Bu tasarı ile ilgili tek bir açıklama yoktu Barolardan. En son Yargıtay başkanı meclisteki yasa tasarısı ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama görsel ve yazılı basında geniş yankı buldu. BAROLAR HALA SESSİZ. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in açıklaması şöyle:

”Bir ticari ilişkiden kaynaklı borcun yerine getirilmemesi ve suç olarak tanımlanması mümkün görülmemektedir. Suç genel teorisindeki sorumluluk esaslarına aykırı bir şekilde suç tipi tarif edilmektedir. Karşılıksız çıkan çek nedeniyle milyonlarca şikayet ve soruşturma sonucu kamu davası açılmaktadır. Bu durum Cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerin ağır iş yükü altında kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluk, suç olmaktan çıkarılarak idari para cezasını ve/veya idari tedbiri gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmelidir”

Çek kanunu tasarısının 10 milyon yurttaşı ilgilendirmesi bir yana bu konu bir insan hakları, anayasa ve adalet sorunu idi ve BAROLARI birinci dereceden ilgilendiren bir konu idi. Yargıtay başkanının açıklaması Avrupa insan hakları sözleşmesi ek 4 nolu protokolün 1. Maddesi ve anayasanın 38. Maddesine dayanıyordu. Anayasanın 38. Maddesi ne diyordu?

Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.

Mevcut çek yasası ve meclisteki çek tasarısı iyi niyet kötü niyet ayırımı yapmaksızın, hile, dolandırıcılık kastı aramaksızın salt karşılıksız çeke ceza öngörmektedir, üstelik adil olmayan bir yargılama yöntemi ile insanları gıyapta yargılayarak sonunda 5 yılı bulacak hapis cezalarına dönüşecek adli para cezaları vererek. Yasanın ve tasarının mantığı işi uzatmadan bir an önce ceza vermeye dayalı, yoksa cezanın adil olup olmadığı önemli değil. Yığınla insan şimdiye kadarki uygulama ile çok ağır biçimde haksızlığa uğramıştı. Bu haksızlıklardan biri, benim röportajımın da yer aldığı, 8 haziran 2009 tarihli star ana haber bülteninde gösterildi. Fırıncı kendisi ile ilgisi olmayan çeklerle ilgili hapse giriyor ki bu sadece bir örnek, yoksa tek değildir.

Biz hukukçuların, hukuk ve adalet ilkeleri dışında ekonomik kaygılarla tavır belirlememizin doğru olmadığına inanıyorum. 3167 sayılı yasanın öngördüğü cezaların, müvekkillerimizin çeklerinin tahsilinde işimizi kolaylaştırdığı doğrudur. Ancak bizdeki bu cezanın benzeri sadece ve sadece Latin Amerika ülkeleri olan Arjantin ve Şili’de vardır; ülkemin Latin Amerika ülkeleri kategorisinde olmasından üzüntü duyuyorum. Dünyada hile ve dolandırıcılık olmadan karşılıksız çeke ceza veren bir başka ülke yok. Kal dıki bizim ülkemizde çekler %100 yakını vadeli çektir ve bono gibi kullanılmaktadır.

Sonuç olarak bizimle aynı görüşleri paylaşan avukat arkadaşların bizimle dayanışmaya girmelerini, yasanın bu hali ile çıkmaması için ortak hareket etmelerini ve bu nedenle bize cevap vererek iletişim için telefon vermelerini, isterlerse benim aşağıda adresini vereceğim blog’a yazı yazabileceklerini belirtmek istiyorum.

Av. Rahmi Ofluoğlu

http://rahmiofluoglu.wordpress.com

Devamını Okuyun

12 Haziran 2009 Cuma

BUNUN HESABI AİHM'DE SORULUR

www.tips-fb.com


ALINAN KARARLAR AKLA ZARAR BUNUN HESABI AİHM'DE SORULUR
Yeni çek kanununda idari para yaptırımının olumlu karşıladığımı belirtmek isterim ancak bu af konusunu anlamış değilim, arkadaşlar AF diye bir şey olamaz yani bu konu evrak mücerretliği ,şimdi bu ne demek? bu işin affı olmaz ;yine bizler yasanın 31 Aralık 2008’den itibarenTCK’ genel kuralları Çek Kanunu’nun cezalarına ilişkin kuralları ortadan kaldırıldı, olan yürüklükteki yasanın konunun cezai işlem kısmında düzenlemenin yapılmaması sebebi ile yasanın yok hükmünde sayılması gereğidir ki bu cezanın ortadan kalkması ile bu suçtan hükümlülerin zaten beraatıdır, yine birileri bunu anlamak işine gelmiyor , yani bu gün ben bir mekan bulayım ,sahte nikah düzenleyeyim, boşanma kararı alan çifte ,hakim neder ? yani sen hakime efendim beni boşa desen, hakim seni boşar mı? Bu mahkemeyi bağlamaz der değilmi? Yasa önünde yapılamamış bir iş bu işin yasası yok, sizin aranızda yaptığınız bir şey , yok hükmünde bir kuraldır bu, başka bir davadır, başka bir mahkemenin konusudur bu konu değil mi?…

Kısacası şu anki yürüklükte olmayan bir davanın affı olmaz , ee şimdi ben bundan anlamıyorum diyen gelsin beri ?yok anlıyorum diyen gelsiiin beri ?hayır !o zaman ortaya bir şey söyle , kanunen koy , oda yok ? ORTADA LAF VAR MUHTEVİYATI YOK! tek kurtuluş garantili çek hukuku kardeşim ,bu yasa yürürlüğe girerse herkese hayırlı günler , yok girmese kardeşim cezaevlerinde hukuksuz koyduğunuz insanlar (AİHM) ‘de, sizden hesap soracak, alacaklılar parasını alamayacak çeki vurulmayı bekleyen 100.000 ler ızdırap çekecek işte buda uzunlafın özeti…

Diğer formül Yargıtay’ın formülü ,Eğer idari yaptırım ,Adli yaptırımın önüne geçerse ne mutlu? Yok geçmezde milletin vekili davasında diretip bu işin altından nasıl kalkacak hala anlamış değilim…devlet, devletliğini yapmalı, peki devlet ,devlet olmuş da ne olmuş ?Ona bakmak gerekiyor :Birilerine göre fermanı devlet baba vermiş, dolayısı ile yapacak bir şey yok !aslı manasında konuyu lanse edenlere de şunu belirtmek isterim , fermanı devlet baba vermiş ; ama devlet baba Ahmet’in mehmetin,burhanın; çolununun ,çocuğunun rızkını da vermiş mi ?sadece devlet tek taraflımı ferman mı verir yasalar bilimsel olur insan haklarına uyumlu olur totaliter yasa yasa olamaz yasa yapan millete vekillik eden ve vekillik sıfatını ve onayını vekalet ile bu milletten alan , vekil , millete doğru olanı verememiş ise sadece tek taraflı pencereden bakan bir hukukta manzaranın bir yüzünü gören milletin; vekili hangi doğru sonucu elde edececektir?
HALKTA PARA VARMIŞ, BİZ YALANCIMIYIZ
Değerli kardeşlerim bu kriz nasıl çıkmıştır buna bakmak gerekir?
Yıl 2004 :büyük bir kredi furyası başlamıştır; her mahalleden bir zengin çıkacaktır ..
Doğrumu? Ev kredisi, araba kredisi derken büyük bir kredi alımı, insanlar lüx içine çekildi bu millet bir Tv varken, bir tane daha aldı .. zengin olacaktık öyle değil mi? Değerli kardeşlerim…sonra ne oldu ? Türk toplumunun yarısından fazlası bu kredi işine girdi,
Küçük bir topluluk dışında bir çok insan ya kredi aldı yada alınan kredilere kefil oldu peki üretim az lüx tüketim çok olursa ne olur? dışa borçlanma artar,bunun sonucunda AVRUPA bize neder bana para ver ,nasıl bir para ? onun işine yarıyacak para Euro ,dolar altın, yada para bir değerin karşılı olduğu için para karşılığında başka bir değer o zaman İMF’nin kapısını çalarsın , İMF’de ,alamazsam paramı der gelir başıma haklı olarak sat orayı sat burayı der dermi ?demezmi? oda ,daha büyük bir banka… değerli kardeşlerim bu seferde para basan yerler elden çıkar gider; gidermi? gitmezmi ? bu gün bankalar neden batmadı kardeşlerim, her krizde batan bankalar neden batmadı ? sen bunu biliyormusun ? Ey Türk halkı neden? Çünkü bankalar yurt dışından kredi aldı .Başbakan SPK yol verdi bankalar krizde zarar görmesin diye işte o zaman kardeşlerim sizler bu alınan dışa dönük krediler yüzünden her türlü Avrupa malını satın aldınız siz alasanız diye bunlar size mal fiyat ve krediler açısından cazip hale getirildi evet iş yerleriniz daha modern olacaktı, arabalar daha kapasiteli olacaktı değilmi ? o yüzden borçlandınız değerli kardeşlerim … sonra bu kredileri size veren devlet , sabit faizlerle vermedimi?
Bunları siz uzun vadelerde almadınız mı? 5 yıl ,10 yıl, 15 yıl o zaman Başbakan size artık eflasyon yok demedimi ? DEĞERLİ KARDEŞLERİM…peki bu ne demek zam yok demek
Peki peki zam olmayınca siz ne zannettiniz bu düzen böyle gidecek , peki gittimi?hayır 3 yıl sonra devlet baba kendine özgü her şeye zam yapmaya başladı ….halkada sabit kredi kullandın enflasyon olamayacak sana zam istediğin şekilde yapamam . haksbel, kader yaşa denmedimi? eeee
Ya sonra?
Yavaş yavaş piyasada halkın alım gücü düştü bir kredi kartı olan bir daha aldı daha da borçlanmalar devam etti diğer kredilere girdi insanlar günü kurtarmak adına :Banka ev Süper Market Banka; Ev süper Market derken piyasada alım gücü bitti ilk şok küçük esnafı vurdu . onlar başladılar tefeci banka kredi aramaya SÖMÜRÜLDÜLER
İkinci şok orta esnafı vurdu onlarda birikimini ortaya koydular ee herkeste para bitti geldik tiroslara son şok onlara vuracaktı kapılarındaydı ama onlar bütün zenginliği elinde tutuyor değerli kardeşlerim ABD’de krizle bizim ilgimiz yok !onlarda olan kriz ve işgücü sadece geçici bir hadise neden iyi düşünün dünyaya parayı satan ?onlar değilmi malı satan onlar değilmi?mal ve hizmet onlarda geride başka ABD ‘mi var Dünya bankası da onların malı değilmi? adam kredi alıyor ABD ‘de ödeyemezse sigorta şirketleri hazır batıklara bile para vermişler neden çünkü sigorta şirketi başka sigorta şirketine sigortalı yani para önemli değil onlar için ama bizdeki batıklık ilk baştan politize edilerek bankaları kurtarmak için yapılmış bir operasyondur bak Türkiye ne hale geldi YOKLUKLAR TÜRKİYESİ OLDUK para basılıyor mu? yok !neden çünkü devletin Enflasyon politikası var basarsa AKP bize Enflasyon var dedirtemezsiniz demeye çalışıyor o zaman Enflasyon ortaya çıkacak be kardeşim bizim gibi toplumlar Enflasyonlarla yaşama alışık olamazsa yapamaz içeride dünya kadar mal ve hizmet girmiş bu ne demek bunlar elden ele satılacak, satılmalı ki para dönsün o zaman hanehalkına zam yap enflasyonu devreye sok mecburen içeri giren mallar satılsın , çünkü insanlar her şeyini icraya kaptırdı,SADECE GÜÇLÜLER KAZANIYOR piyasada para yoooooooooooookkkkkkk var olan yastık altında olanlar onlarda küçük kalan bir kitle krediler cazip hale, fiyatlar cazip hale getirilmeye devam ediyor daha baştan beri uygulanan politika , onlarıda vuracak onlarda tüketime başladılar yani ne olacak ülkeni gidişatı bu gidiş iyiye gitmiyor arkadaşalar bu kredi borçlanmaları uzun yılar bitmeyecek bu kriz 5yılda biter diyen varmı diyen sözünün arkasında duracak bir baba yiğit göreyim ?10 yılda biter diyen var mı? öyle bir bababa yiğit göreyim? herkes bunu biliyor daha önceden bankalar patlıyordu Devlet Baba bu sefer uyanık davrandı UZUN VADELİ BORÇLANDIRDI HERKESİ ve bu krizi halkın üzerine ciro etti böylelik ile kendi politikasına sahip çıkacaktı ama halkı vuran bir krizi ve çek yasasını yapmayan bu politikayı da halk sandıkta elbette vuracaktır…!o yüzden herkes işinin başına dönmeli borçların ı ödemk için harıl harıl çalışması gerekirken alınan kararlar adeta biz haklıyız demeye getiriliyor ki AKLA ZARAR BİR MEDYALARI VE SÖYLEMCİLERİ VE POLİTİKALARI VAR ..GÜNDEMİ HERTÜRLÜ DEĞİŞTİRİYORLAR bu politikadan vazgeçmezsek arkadaşlar o zaman yolun sonuna hepimiz geldik. (BU KAÇINILAMZ SON!)
NOT: BUNLARI HER YERDE SÖYLEMEYİN YALANCI, UKELA , FELAKET TELLALI DERLER..….
Saygılarım ile
AV.BURAK ERİM


http://www.pressturk.com

Devamını Okuyun

9 Haziran 2009 Salı

Binlerce işadamına hapis yolu

www.tips-fb.com

Kriz ya da başka sebeple işleri bozulup çek borcunu ödeyemeyip bu yüzden haklarında dava açılmış, hapis yolu görünen ya da halen cezaevinde olan binlerce esnaf, tüccar ve sanayicinin gözleri, TBMM`ye sevk edilmiş olan Çek Kanun Tasarısı`nda.

Çekteki istismarı önlemesi, mağduriyetleri ortadan kaldırması beklenen tasarı, mevcut haliyle ciddi eleştiri alıyor. Pek çok işadamı ve hukukçu, tasarının dolandırıcı ile zor duruma düşmüş borçluyu ayırt etmediğinden yakınıyor, tasarının bu şekilde kanunlaşması durumunda, çekini ödeyemez duruma düşmüş binlerce insanın hapse düşeceğini dile getiriyor.

Bir sanayici şöyle diyor gönderdiği mektubunda:

`Aile olarak 80 yıldır sanayiciyiz. Bugüne kadar binlerce çek ve senet ödedik, kimseye borç takmadık. Son kriz yüzünden ödenmeyen çek borcum var ama onun iki katı da alacağım bulunuyor. Alacağımı tahsil edemediğim için borcumu kapatamadım. Ve karşılıksız çek kesmekten dolayı `dolandırıcı` damgası yiyip hapse girme ile karşı karşıyayım. Ben girdiğim gibi alacağım olan insan da girecek. İyi de benim özgürlüğüm kısıtlanınca borcumu nasıl ödeyeceğim? Üstelik cezayı çekmem borcu ortadan kaldırmıyor. Bizim durumumuzda binlerce insan var. Eğer hükümet bu sorunu çözmezse, yakında binlerce iş yeri kapanacak ve yerine yeni cezaevleri açılması gerekecek.`

Tasarının 5. maddesi karşılıksız çıkan her bir çek için 1500 iş günü adlî para cezası öngörüyor. Ceza miktarı, karşılıksız kalan çek bedelinden aşağı da olamayacak. Eğer bir kişi bu cezayı ödeyemezse bu kadar süre hapis yatacak.

Hukukçular, çek borcuna hapis cezasının Anayasa`nın 38. maddesine, AB mevzuatına, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi`ne ve TCK`nın 21. maddesine de aykırı olduğunu savunuyor.

Karşılıksız çekin `suç` olmasına, dolayısıyla hapisle cezalandırılmasına Yargıtay da karşı çıkıyor. Yargıtay Başkanlığı, tasarıya ilişkin görüşlerini Adalet Komisyonu`na yollamış. Yargıtay görüşünde, çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun `suç` olmaktan çıkarılarak, `idari para cezası` veya `idari tedbiri gerektiren bir kabahat` ya da her iki unsuru kapsayacak şekilde düzenlenmesini istiyor:

`Suç genel teorisindeki sorumluluk esaslarına aykırı bir şekilde suç tipi tarif edilmektedir. Karşılıksız çıkan çek nedeniyle milyonlarca şikâyet ve soruşturma sonucu kamu davası açılmaktadır. Bu durum cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerin ağır iş yükü altında kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluk, suç olmaktan çıkarılarak idarî para cezasını ve/veya idarî tedbiri gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmelidir.`

Yargıtay`ın tasarı ile ilgili önerilerinden en öncelikli olanı bu.

Merkez Bankası verilerine göre, bankalar tarafından Merkez Bankası`na ödenmediği bildirilen çek sayısı yılın ilk dört ayında geçen yıl 501.230 iken bu yıl 710.807 olmuş. Artış yüzde 42. Rakamı 2006 ve 2007 yıllarıyla karşılaştırınca artışın daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bir ülkedeki dolandırıcılığın bir yılda bu kadar artmış olması düşünülemeyeceğine göre, krizin yol açtığı bir durum bu. İyi niyetli binlerce mağdur söz konusu.

Ödenmeyen çeklerle ilgili mahkeme kararı çok fazla. Yılın ilk dört ayındaki karar sayısı, geçen yıl 27.479, rakam bu yıl da aşağı yukarı aynı: 27.653. Ve bu, sadece dört aya ait rakam. Görünen o ki, son aylarda artan bildirimlerle davalarda sıçrama yaşanacak. Mahkeme kararları her bir çek için verildiğinden hapse kaç kişinin gireceğini bilmek zor ama sayının on binlerce olduğuna şüphe yok.

Yıllardır dürüstlüğüyle, borcuna sadakatiyle tanınan pek çok esnaf, tüccar ve sanayici, çek hamilleri korunurken dolandırıcılık ile işadamlığının net bir şekilde ayrılmasını ve karşılıksız çeke hapis cezasının kaldırılmasını istiyor. Aksi durumda ciddi sıkıntıların ve dramların yaşanacağı uyarısını yapıyor. Top, şu an TBMM komisyonlarında.

http://www.zaman.com.tr

Devamını Okuyun

8 Haziran 2009 Pazartesi

Çek kanununa Yargıtay'dan destek

www.tips-fb.com



Çek kanununa Yargıtay'dan destek

Karşılıksız çeklerle ilgili kanun taslağına Yargıtay da destek


Yargıtay, ''çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun suç olmaktan çıkarılarak, bu durumun, ''idari para cezası'' veya ''idari tedbiri gerektiren bir kabahat'' ya da her iki unsuru kapsayacak şekilde düzenlenmesini istedi.

Yargıtay Başkanlığı, ticari yaşamı önemli ölçüde etkileyecek düzenlemeler içeren Çek Kanunu Tasarısına ilişkin görüşünü, TBMM Adalet Komisyonuna iletti. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in imzasını taşıyan 9 sayfalık yazıda, tasarının genel olarak ''olumlu'' bulunduğu belirtildi.

Yargıtayın ''öncelikli ve birinci'' önerisi, karşılıksız çek suçlarına ilişkin oldu. Karşılıksız çek suçlarının gerçek ve tüzel kişilerin ticari ilişkilerinden kaynaklanan ve edimin yerine getirilmesine yönelik yaptırımları içerdiği belirtilen yazıda, ''Bir ticari ilişkiden kaynaklı borcun yerine getirilmemesi ve suç olarak tanımlanması mümkün görülmemektedir. Suç genel teorisindeki sorumluluk esaslarına aykırı bir şekilde suç tipi tarif edilmektedir. Karşılıksız çıkan çek nedeniyle milyonlarca şikayet ve soruşturma sonucu kamu davası açılmaktadır. Bu durum Cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerin ağır iş yükü altında kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluk, suç olmaktan çıkarılarak idari para cezasını ve/veya idari tedbiri gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmelidir'' denildi.

İLERİ TARİHLİ ÇEKLERE DÜZENLEME İSTEĞİ

Tasarıya konulacak geçici bir hükümle, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenecek çekler açısından ileri tarihli çekin yasaklanmasını isteyen Yargıtay, yazısında şu görüşlere yer verdi:

''Zira, ileri tarihli çek uygulaması çekin işlerliği ve güvenirliğini ortadan kaldıran bir uygulamadır. Türkiye;de yanlış yerleşmiş bir teamüldür. Vadeli ödeme seçeneğini kabul eden kişilerin başvuracağı ödeme aracı çek olmamalı; bono ile bu amaç sağlanmalıdır. Çekin para gibi seri ve güvenli bir ödeme aracı haline getirilmesi, ancak buna her ne koşulda olursa olsun olanak sağlamak yerine kural olarak ileri düzenleme tarihli çekin düzenlenmesinin yasaklanması ve bu kanunun korumasından yararlanılamaması ile mümkündür. Piyasalarda en çok mağduriyete yol açan da ileri tarihli çeklere cevaz verilmesidir.''

''YANLIŞI, YANLIŞLA DÜZELTMEK OLANAKLI DEĞİLDİR''

Yargıtay, tasarıda yer alan ''bu yılın sonuna kadar üzerine yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olacağına'' ilişkin düzenlemeye de karşı çıktı. Yargıtay yazısında şunlar kaydedildi:

''Oysa '31 Aralık 2009 tarihinden sonra üzerinde yazılı düzenleme tarihinden önce bankaya ibraz edilen çeklerin bankaya ibrazı halinde bunların çek hukukundan kaynaklanan bir hak bahşetmeyeceği ve bu tür çeklerin düzenleme tarihinin gerçeği yansıtmadığının üzerine işaretleneceği, çek vasfını yitireceği; düzenlemesi getirilerek bunların tedavülünün önlenmesi sağlanmalıdır. Böylece ileri tarihli çekler kabul görmeyecek ve zamanla bu sorun ortadan kalkacaktır. İleri tarihli çek alanlarsa bu müeyyideyi bilerek zamanı gelmeden ibrazı yoluna gitmeyecek, düzenleme tarihine göre ibraz süresi içinde ibraz ederek yasanın getirdiği olanaklardan yararlanacaktır. Bu yaklaşım benimsenmezse, çek, gerçek anlamını yitiren ve çek garantilerini taşıyan bono vasıflı bir belgeye dönüşen, hukuki dolanma yollarının açık hale getirildiği kambiyo hukukunun mantık ve amacıyla da çelişen kendine özgü bir belge niteliğine bürünür. Durum bu olunca, hukuken düzenlenen gerçek anlamdaki çekle ilgili düzenlemelerin bir caydırıcılığı ve garantörlüğü kalmaz. Unutulmamalıdır ki yanlışı yanlışla düzeltmek hiçbir koşulda olanaklı değildir. Tasarı bu haliyle 31 Aralık 2009 tarihinden sonra ileri tarihli çeklerin tedavülde olmasına ve Çek Kanunu korumasından yararlanmasına olanak sağlayacaktır, ki bu kabul edilemez.''

TASARI, YARIN ALT KOMİSYON GÜNDEMİNDE

Yargıtayın görüşünü bildirdiği tasarı, yarın AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü başkanlığında toplanacak olan TBMM Adalet Alt Komisyonunda ele alınacak.

Alt komisyonun çalışmalarını tamamlamasının ardından, karşılıksız çek suçundan cezaevlerinde bulunan çok sayıda kişi ile ailelerinin, ''af'' düzenlemesiyle bir an önce yasalaşmasını beklediği tasarı, 11 Haziran Perşembe günü TBMM Adalet Komisyonunda görüşülecek.

Tasarıda yer alan bazı düzenlemeler şöyle:

-Karşılıksız çek veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunacak.

-Hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılacak.

-Karşılıksız çek bedelini düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek faizle tamamen ödeyen kişi hakkında, ''soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından kovuşturmaya yer olmadığına, kovuşturma aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine, mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına'' karar verilecek.

-Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağıyla ilgili bankaya gerçek dışı beyanda bulunan kişi, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek.

-Bankalar, 2009 yılı sonuna kadar müşterilerine yeni çek defterleri verecek ve eski çek defterlerini imha edecek.

Devamını Okuyun

Tasarı değişmezse, karşılıksız çek kesen 150 bin kişi hapse girecek

www.tips-fb.com


Tasarı değişmezse, karşılıksız çek kesen 150 bin kişi hapse girecek

Karşılıksız çek verenlere hapis cezasını öngören tasarı bugün Adalet Alt Komisyonu'nda görüşülüyor. Düzenlemenin değişmeden kabul edilmesi halinde yaklaşık 150 bin kişi hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. Konuyla ilgili komisyona görüşlerini ileten Yargıtay, karşılıksız çekin suç olmaktan çıkarılarak idarî para cezası verilmesini istedi.

Küresel krizin etkisiyle çek ve senedini ödeyemeyen dürüst esnafı sıkıntılı günler bekliyor. Meclis Adalet Alt Komisyonu'nda bugün görüşülen Çek Kanunu Tasarısı'nın yasalaşması halinde on binlerce esnaf hapse girme tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. 40-50 yıldır piyasada iş yapan, ancak son birkaç aydır 3-4 çekini ödeyemeyen dürüst kişiler büyük ceza alacak. Çeke ilişkin 1 milyon dava bulunduğuna dikkat çeken reel sektör temsilcileri, bunun 150 bininin hapisle sonuçlanabileceği uyarısında bulunuyor. Komisyona görüş bildiren Yargıtay da çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun suç olmaktan çıkarılarak, bu durumun 'idari para cezası' veya 'idari tedbiri gerektiren bir kabahat' ya da her iki unsuru kapsayacak şekilde düzenlenmesini istedi. işadamı Akif Ulubaş da hükümetin piyasadaki dolandırıcılarla dürüst esnafı ayırması gerektiğine dikkat çekti.

Alt komisyona gönderilen tasarıya göre karşılıksız çek veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine her bir çekle ilgili olarak 1.500 güne kadar adli para cezası verilecek. Parayı yatıramayana ise yaklaşık 4 yıl hapis yolu görünüyor. Bugün alt komisyonda görüşülecek tasarının değiştirilmesi için reel sektör temsilcileri Meclis'i faks ve elektronik posta yağmuruna tuttu. Merkez Bankası'nın verilerine göre bankalar tarafından ödenmediği bildirilen çek sayısı her geçen gün artıyor. Geçen yılın ilk dört ayında 501 bin 230 çek ödenmezken, bu yılın aynı döneminde rakam 710 bin 807'e çıktı.

Meclis Adalet Komisyonu ile temasta bulunan 'çek mağdurları' son olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kapısını çaldı. Gül ile yüz yüze görüşmeyi planlayan mağdurlar, son olarak Köşk'e elektronik posta gönderdi. Adalet Komisyonu üyelerine yazı ile başvuran Avukat Rahmi Ofluoğlu ise "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek protokol 1. maddesi hiç kimsenin borcundan ötürü özgürlüğünden yoksun bırakılmayacağını hüküm altına almaktadır. Anayasa'nın 38. maddesi de bu düzenlemeye paralel bir düzenleme yapmıştır ve borç için hapsi yasaklamıştır." ifadelerine yer verdi. Yargıtay Başkanlığı da Çek Kanunu Tasarısı'na ilişkin görüşünü Meclis Adalet Komisyonu'na iletti. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in imzasını taşıyan yazıda, "Bir ticari ilişkiden kaynaklı borcun yerine getirilmemesi ve suç olarak tanımlanması mümkün görülmemektedir. Suç genel teorisindeki sorumluluk esaslarına aykırı bir şekilde suç tipi tarif edilmektedir. Karşılıksız çıkan çek nedeniyle milyonlarca şikayet ve soruşturma sonucu kamu davası açılmaktadır. Bu durum cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerin ağır iş yükü altında kalmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluk, suç olmaktan çıkarılarak idari para cezasını ve/veya idari tedbiri gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmelidir." denildi.

ZAMAN

Devamını Okuyun

7 Haziran 2009 Pazar

FLAŞ! FLAŞ! YARGITAY'IN ÇEK YORUMU!

www.tips-fb.com



FLAŞ! FLAŞ! YARGITAY'IN ÇEK YORUMU!
Flaş! Flaş! Yargıtay ileri tarihli çeklerin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun suç olmaktan çıkarılarak nasıl bir düzenleme yapılmasını istedi?


7 Haziran 2009

Yargıtay, çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluğun suç olmaktan çıkarılarak, bu durumun, ''idari para cezası'' veya ''idari tedbiri gerektiren bir kabahat'' ya da her iki unsuru kapsayacak şekilde düzenlenmesini istedi.


Yargıtay Başkanlığı, ticari yaşamı önemli ölçüde etkileyecek düzenlemeler içeren Çek Kanunu Tasarısına ilişkin görüşünü, TBMM Adalet Komisyonuna iletti.Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in imzasını taşıyan 9 sayfalık yazıda, tasarının genel olarak ''olumlu'' bulunduğu belirtildi.


Yargıtayın ''öncelikli ve birinci'' önerisi, karşılıksız çek suçlarına ilişkin oldu. Yazıda, ''Çekin karşılıksız çıkması ile ilgili sorumluluk, suç olmaktan çıkarılarak idari para cezasını ve/veya idari tedbiri gerektiren bir kabahat olarak düzenlenmelidir'' denildi.


-İLERİ TARİHLİ ÇEKLER-
Tasarıya konulacak geçici bir hükümle, kanunun yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenecek çekler açısından ileri tarihli çekin yasaklanmasını isteyen Yargıtay, yazısında, şu görüşlere yer verdi:


''Zira, ileri tarihli çek uygulaması çekin işlerliği ve güvenirliğini ortadan kaldıran bir uygulamadır. Türkiye;de yanlış yerleşmiş bir teamüldür.


Vadeli ödeme seçeneğini kabul eden kişilerin başvuracağı ödeme aracı çek olmamalı; bono ile bu amaç sağlanmalıdır. Çekin para gibi seri ve güvenli bir ödeme aracı haline getirilmesi, ancak buna her ne koşulda olursa olsun olanak sağlamak yerine kural olarak ileri düzenleme tarihli çekin düzenlenmesinin yasaklanması ve bu kanunun korumasından yararlanılamaması ile mümkündür.

Piyasalarda en çok mağduriyete yol açan da ileri tarihli çeklere cevaz verilmesidir.''

Yargıtay, tasarıda yer alan ''bu yılın sonuna kadar üzerine yazılı düzenleme tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazının geçersiz olacağına'' ilişkin düzenlemeye de karşı çıktı. Yargıtay ''Yanlışı yanlışla düzeltmek hiçbir koşulda olanaklı değildir''görüşüne yer verdi.

TASARI, YARIN ALT KOMİSYON GÜNDEMİNDE-
Yargıtayın görüşünü bildirdiği tasarı, yarın TBMM Adalet Alt Komisyonunda ele alınacak.
Alt komisyonun çalışmalarını tamamlamasının ardından, karşılıksız çek suçundan cezaevlerinde bulunan çok sayıda kişi ile ailelerinin, ''af'' düzenlemesiyle bir an önce yasalaşmasını beklediği tasarı, 11 Haziran Perşembe günü TBMM Adalet Komisyonunda görüşülecek.

http://www.pressturk.com/

Devamını Okuyun

4 Haziran 2009 Perşembe

BİR ÇEK GERÇEĞİ...MAFYA VE SİYASET!

www.tips-fb.com



BİR ÇEK GERÇEĞİ...MAFYA VE SİYASET!
Bir savaş ancak yürekle kazanılır ama yüreğin yanına top tüfek koymaz isen karşındakinle nasıl mücadele edersin? Gel beni dinle! El ver, kol ver artık bilinçlen!



Bütün hukuki yeni yasa taslağı sürekli değişik lanselerle önümüze gelmekte ,şimdi yorumlara bakıyorum ,arkadaşlar çek mağdurları dirayetli olalım lütfen! olmakta zorundayız film kamerası gibi gözünüzde canlandırın çekiniz yazılmasın diye iyi niyetli borçlanmalar yaptınız , işçimin parası gününde ödensin , vergimi yatırayım, telefon ,su ; yani aman çekim takasta vurulmasın aman kredilerim kırmızı kalem almasın aman kolu komşudan para iste oldu sana bir lira batacakken, bin lira battın ,saatlerce sondaki kaya kadar tefeci, banka dedin para yatırdın! her şeyini icrada kaybettin! geriye ne kaldı? bir borç seli
Çekin yazıldı mı ? vurulanın sayısını bil sende hatırlamak koyar ! arkadaşlarım biz bunları artık biliyoruz bunu milletvekililer ide iyi biliyor ama kimsenin bu durumu tınladığı yok! Demek oluyor ki dirayetli olalım , güçlü olalım gerekirse bir yerden bir yere yürüyerek gidelim ama şimdi bakıyorsun polisin elinde PDA el bilgisayarları GBT her yerde ekonomik suçlusun tutuklanıp gideceksin götürecekler , ilk önce emniyet işlemleri sonra Ring aracı şimdi belki kendi kendine düşünüyorsun bilim teknoloji bu kadar ilerlemişken Avrupa’da ,ABD ‘de TEKNOLOJİ ALMIŞ BAŞINI GİDERKEN !

Türk toplumu nelerle ne kadar küçük şeylerle uğraşıyor diyorsun kızıyorsun , üzülüyorsun , ülkenin içinde bulunduğu duruma yanıyorsun oysa yıllar boyu ististamın ağırlını devletin sırtından aldın sen ! vergi verdin mesela , içindende oysa iyi bir işim vardı mutlu bir hayatım vardı diyorsun belki de evine döndüğünde seni karşılayan bir hanımın, hanım isen bakacağın düşündüğün çocukların vardı. onlarla akşam yemeği yemek bir şeyler konuşmak ciddi bir şeyler mesela , sora mahkemeler aklına geliyor, mahkemeler sessidir sanık koltuğunda olduğun zaman hakimin sana bir şey soracağı anı beklersin sonra Savcı, Hakim fısıldaşırlar sonra karşı tarafın Avukatı suçlamalara başlar ,senin Avukatında itiraz eder sen ise üzerine gelecek karanlığı beklemeye başlarsın sonra Cezaevi günleri ,orada yatan adam anasını kesmiş ,danasını kesmiş demezler yer yok derler koyarlar oraya seni .Kişilik bozukluğu bu , gelir sana bir omuz atar uysan bilirsin ki hücre var , hücre bir insan boyunda tuvaletin yanında üstelik bitlenmek korkutacak seni, karanlık bir yer hücre cezaevinin üstünde mesela sonra orda aklına gelecek bir şeyler film şeridi gibi teşke uymasaydım zile basaydım bu seferde toplu saldırırlardı bana diyeceksin içinden sonra iyi niyetlerini bir bir yırtacaksın artık cezaevinde yatmış birisin yani siciline buda girmiş bir yerde çalışsan sicilinde bu var sonra düşünürsün acaba işportacılık mı yapsam? borç sel gibi zaten bir yere girsen zaten huzur yok artık icraydı tahütten hapislikti bitmişsin .

Gel beni dinle! Elver , kol ver artık bilinçlen , bunu yap bence yıllar boyu oy atın sen eline ne geçti? bir gün kitap alıp okuma fikrinde bulana bildin mi ?şöyle bakıyorum da yazılan yorumlara uzun yazılmasın kısa olsun deniliyor maddeler olmasın !bir savaş ancak yürekle kazanılır ama yüreğin yanına top tüfek koymaz isen karşındakinle nasıl mücadele edersin herkes Avukatının iyi olmasını ister çünkü iyi bir Avukat kanunları bilir seni kurtarır kimi zaman ben diyorum ki sigorta kanunları olsun, neden?Bunu neden söylüyorum bu kadar cilt cilt hukuk kitaplarını doktora tezleri boşuna okumadım herhalde bir şeyler bilmesem neden yazıp söyleyeyim çünkü seni ancak böyle bir yasa aklar ve düzene çıkarır işine daha mutlu gidersin daha düzenli bir hayatın olur tefecilerden , mafyadan Uzak bir hayatın olur senin şimdi çek mağduru kardeşim sana bir ödev araştır hatta meclise git bence milletvekiline , tanıdığın hakime danış ‘kalkan bir yasa var süresi geçen bir yasa bir de
TCK 2 MADDESİ NEDİYOR ONA BİR BAK HAKLARINI ÖĞREN
Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz

BÜTÜN BUNLARDAN SONRA SANA HAKİM CEZA VERMİŞ İSE BİR ÜST MAHKEMEYE GİT DEMİŞTİR. YANİ BİR ÜST MAHKEMEDE HAKKINI ARA PEKİ BİR ÜST MAHKEME YENİ KANUNU MECLİSTEN BEKLİYOR VE MECLİSTE DÖNÜP DOLAŞIP AYNI TASARIYI OYALIYOR İSE SENDE OYUNU ONA GÖRE KULLANIRSIN ONA GÖRE YÖNETİMLERİ BAŞA GETİRİRSİN BUGÜN AVRUPADA BANKALAR BİRBİRİNE SİGORTALI, SİGORTA ŞİRKETLERİ BİLE BİRBİRİNE SİGORTALANMIŞ ADAMLAR ESNAFINA ARKANDAYIZ YETERKİ AYAKTA KAL DİYOR PARA ÖNEMLİ DEĞİL, HALA EFLASYON OLMASIN DİYE DİRETİP PARA BASILMIYOR PİYASADA NAKİTTE YOK YASEN NAPIYORSUN DENİZDE ÇAPULDAYIP DURUYORSUN BUGÜNE KADAR HEP BANKALARA ,TEFECİLERE GİTTİN SEN! MİLLETVEKİLENE GİT BENCE VERDİĞİN OYLARIN HESABINI SOR! AVRUPADA BULUNAN SİGORTA KANUNLARININ NEDEN TÜRKİYEDE OLMADIĞINI SOR BAKALIM SANA NE CEVAP VERECEKLER!!!

SAYGILARIM İLE
AV .BURAK ERİM


http://www.pressturk.com

Devamını Okuyun

3 Haziran 2009 Çarşamba

FLAŞ! ÇEK YASASI'NDA EN SON HABER!

www.tips-fb.com


Bugün Adalet Komisyonu'nda AKP, CHP ve MHP üyelerinden hangisi tasarıyı destekledi, hangisi aleyhinde konuştu? Başkan ve Yargıtay temsilcisi ne dedi?

AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya başkanlığında toplanan Adalet Komisyonu, ticari yaşamı önemli ölçüde etkileyecek düzenlemeler içeren tasarıyı görüşmeye başladı.
Adalet Komisyonu, tümü üzerindeki görüşmelerin ardından tasarının alt komisyona gönderilmesine karar verdi.
TBMM Adalet Komisyonunda, Çek Kanunu Tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler sırasında bilgi veren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanunun, ''çeki güvenilir bir ödeme aracı haline getirmeyi amaçladığını, ancak umut edilenin aksine piyasada karşılıksız çek miktarı ile ceza davalarının arttığını'' bildirdi.
Ergin, şikayet ve talepler doğrultusunda yeni kanun hazırlanması düşüncesinin ortaya çıktığını, bu doğrultuda Adalet Bakanlığınca oluşturulan Çalışma Grubunun hazırladığı Çek Kanunu Tasarısı Taslağının, 59 kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütüne görüş için gönderildiğini, ayrıca bakanlık internet sitesinde yayınlanarak kamuoyunun bilgisine sunulduğunu belirtti.
Tasarıda yer alan yeni düzenlemelerini anlatan Ergin, tacir kişi ile tacir olmayan kişinin düzenleyeceği çeklerin, birbirinden ayrı olacağını ve çeklerin açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılacağını bildirdi. Ergin, hamiline düzenlenecek çeklere ilişkin olarak yeni düzenleme yapıldığını, hamiline düzenlenecek çek yapraklarının, diğer çek defterlerinden açıkça ayırt edilebilecek farklı renk ve boyutta bastırılacağını belirterek, bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılacağını ve çek yapraklarının üzerinde ''hamiline'' ibaresinin matbu olarak yer alacağını vurguladı.
Bankaların özen ve sorumluluklarının yeniden düzenlendiğini ifade eden Ergin, tasarıda, piyasanın güvenlik içinde çalışabilmesi, karaparanın aklanması ve terörün finansmanı ile mücadele anlayışıyla ilgili yeni düzenlemeler öngörüldüğünü belirtti.
Karşılıksız çeklerle ilgili ceza sorumluluğunun yeniden düzenlendiğini kaydeden Ergin, suçun karşılığında ceza olarak sadece adli para cezası öngörüldüğünü söyledi. Ergin, ''Bu ceza, 1500 güne kadar adli para cezası olarak belirlenmekle birlikte, sonuçta hükmedilecek adli para cezasının miktarı, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacaktır. Yani 3167 sayılı
Kanunda yaptırım (80 bin TL'den fazla olmamak kaydıyla) çek miktarıyla belirlenmişken, tasarıdaki yaptırım, çekin karşılıksız kalan kısmıyla sınırlı olarak belirlenmiş ve böylece hakkaniyete uygun bir çözüme gidilmiştir'' diye konuştu.
Tasarıyı hazırlayan bilim komisyonuna başkanlık eden Prof. Dr. Ünal Tekinalp, çek suçlarına ilişkin yürürlükteki kanunun sorunları çözmediğini, birçok kez değişiklik yapılmasına rağmen karşılıksız çek suçlarının arttığını söyledi.
Tekinalp, bazı küçük şirketlerin, müstahdem ya da başka kişilere çek defterleri aldırarak işlem yaptıklarını ifade ederek, tacir-tacir olmayan ayrımı yapılarak bu durumun önleneceğini kaydetti.
Komisyona davet edilen kurum ve kuruluşların temsilcilerinden, ''menfaat odaklı tekliflerde bulunmamalarını'' isteyen Tekinalp, ''Amacımız, çeki bir ödeme aracı haline getirmektir. Lütfen, teklifler, bu doğrultuda yapılsın'' dedi.

-YARGITAYDA 75 BİN DOSYA-

Yargıtay 10. Ceza Dairesi Üyesi Ömer Yılmaz Çamlıbel, çek suçlarına ilişkin 2004 yılı dosyalarının Yargıtaya yeni gelmeye başladığını, şu an Yargıtaydaki dosya sayısının 75 bin olduğunu söyledi.
Bu dosyaların, eski kanuna göre mi yoksa yeni kanuna göre mi sonuçlandırılacağı konusunda kararın siyasi iradeye ait olduğunu ifade eden Çamlıbel, dosyaların zaman aşımına uğrayabileceği uyarısında bulundu. Çamlıbel, ''Yargıtay olarak bu yükün altından kalkarız. Türkiye ekonomisine de yardımcı
oluruz. 75 bin dosyayı, 3 yılda bitiririz'' dedi. Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Türkiye Bankalar Birliği, BDDK ile MASAK temsilcilerinin görüşlerini açıklamalarının ardından, milletvekilleri söz
aldı.

-''HALKA HİZMET EDEN TASARI DEĞİL''-

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, tasarının, toplumsal beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürdü. Cezaevlerindeki binlerce insanın sorunu çözmeyeceğini, düzenlemenin
bankaların istekleri doğrultusunda hazırlandığını öne süren Öztürk, yükün, bankalar yerine geniş halk kesimleri üzerine yıkıldığını savundu. Öztürk, ''Çek Yasa Tasarısı, Bankalar Birliği Yasa Tasarısıdır. Halka hizmet eden, çeki güvenilir ödeme aracı haline getiren bir tasarı değildir'' diye konuştu.

-''SUÇ İŞLEMİŞ OLANLAR, CEZALARINI ÇEKMELİ''-

Öztürk, mevcut davaların düşürülmesi, cezaevinde olanları kurtaracak bir düzenleme yapılması gerektiğini söyledi. AK Parti Konya Milletvekili Ali Öztürk, mahkemelerin çek suçlarında
farklı kararlar verdiklerine işaret ederek, tasarının biran önce yasalaşması gerektiğini belirtti. Cezaların düşürülmesi yönündeki taleplere katılmadığını ifade eden Öztürk, suç işlemiş olanların, cezalarını çekmeleri gerektiğini kaydetti.

-''CEZAEVLERİNDEKİ İNSANLAR, HABER BEKLİYORLAR''-

MHP Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçın, tasarının hatalarla dolu, beklentileri karşılamaktan uzak olduğunu ileri sürdü. ''Cezaevlerindeki insanlar, komisyondan haber bekliyorlar'' diyen Yalçın,
yasama organının, çek bedelini ödeyemeyenlerin haklı gerekçelerini dikkate alarak, orta yolu bulması ve mağduriyetleri gidermesi gerektiğini söyledi. CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe, 2009 yılının ilk 4 ayındaki ödenmeyen çek sayısının 710 bin 817 olduğunu ifade ederek, bunun, ekonominin dibe vurduğunu gösterdiğini savundu.
Tasarıyı, ''gelebilecek en kötü tasarı'' diye eleştiren Ünlütepe, düzenlemenin sorunları çözmeyeceğini iddia etti. CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk de toplumsal ve ekonomik
gerçekleri dikkate alacak bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirtti. AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, karşılıksız çek için ceza öngörülüp öngörülmeyeceği, bankaların sorumluluklarının artırılıp artırılmayacağı konularının alt komisyonda tartışılabileceğini kaydetti. Köylü, karşılıksız çek
suçuna yaptırım öngörülmemesi durumunda dolandırıcılığın artabileceği uyarısında bulundu.
Tümü üzerindeki görüşmelerin ardından tasarı, alt komisyona sevk edildi.
Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, tasarıya ilişkin toplumsal talep olduğuna işaret ederek, Haziran ayı sonuna kadar yasalaşmasının Parlamento'ya yönelik beklentilerin karşılanması bakımından önemli olduğunu söyledi.
Alt komisyondan çalışmalarını hızlı bir şekilde tamamlamasını isteyen İyimaya, alt komisyon çalışmalarını tamamlamamış olsa da tasarının, 11 Haziran Perşembe günü komisyonda görüşüleceği garantisini verdi.

www.pressturk.com

Devamını Okuyun

2 Haziran 2009 Salı

ÇEK MAHKÛMLARINA ÖZGÜRLÜK YOLDA

www.tips-fb.com


ÖZGÜRLÜK YAKIN
ÇEK MAHKÛMLARINA ÖZGÜRLÜK YOLDA

ÇEK TASARISINDAKİ NİYET AÇIK,

HAPİSTEKİLER ÇIKACAK, MEVCUT DAVALAR DÜŞECEK

NEDEN Mİ?

MECLİS ADALET KOMİSYONUNDAKİ ÇEK KANUNU TASARISININ GENEL GEREKÇESİNİ OKUDUĞUMUZDA BU NİYET VE AMAÇ AÇIKÇA ANLAŞILIYOR.

3167 1985 yılında yasallaşıyor. 8 yıllık uygulamadan sonra yasanın başarılı olmadığı görülmüş ve yasayı değiştirme gereği duyulmuştur. Değiştirme gereği duyulmasının başlıca nedenleri uzun süreli hapis cezasının başarılı olmayışı, karşılıksız çek oranının yükselmesi ve mahkemelerde biriken davalar. Tasarının Genel Gerekçe bölümünde,2 numaralı başlıkta aynen şöyle deniyor:

2) Sekiz yıllık uygulama 3167 sayılı Kanunun değiştirilmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Çünkü umut edilenin aksine, karşılıksız çek suçunun özel olarak düzenlenip suçun oldukça uzun bir hürriyeti bağlayıcı ceza ile cezalandırılması caydırıcı olmamış, aksine piyasada karşılıksız çek miktarı artmış ve ceza davaları önemli rakamlara ulaşmıştır. Kanundaki, bildirme, duyuru ve ihtarlarla ilgili maddeler işlem sayısını artırmış, hükümler tam işleyememiş, bunlar ceza hükümlerinin gereği gibi uygulanmasını çoğu kez engellemiştir. Bu nedenle de yasa 1993 yılında tekrar değiştiriliyor.

2003 yılına gelindiğinde görülüyor ki durum 1993 yılına göre daha da vahim. Bu kez yeniden yasa değiştirilmiş. Bu kez hapis cezası adli para cezası ile kamufle edilmeye çalışılmış, cezanın adı hapis değil adli para cezası olmuş ki sonuçta ödeyemeyen gene hapse giriyor. Böylece hem anayasa ve hem de Avrupa insan hakları sözleşmesi dolanılmıştır. 1985 yılında çıkarılan 3167 başarısız oluyor, karşılıksız çek sayısı artıyor, mahkemeler iş yükü altında eziliyor ve yasa 1993 yılında, sekiz yıl sonra değiştiriliyor. On yıl sonra 2003 yılında, aynı gerekçelerle tekrar değiştiriliyor. Geliyoruz 2009 yılına, bu kez yasa eskileri kadar dayanamıyor, 6 yılda çöküyor. Şimdi yeni kanun çıkarılıyor. Yeni kanunun çıkma nedenine bakalım, tasarının genel gerekçesinden aynen aktarıyorum:

III- Yeni Kanunu Gerekli Kılan Sebepler

11) Yukarıda açıklanan eleştiriler ile şikâyetler yeni bir çek kanununun hazırlanmasına ilişkin ilk sebepler grubunu oluşturmuştur.

12) İkinci önemli sebep yeni kanunu 5237 sayılı Kanun ile uyumlu hâle getirmektir.

13) Üçüncü sebep, çekin güvenli bir ödeme aracı olarak itibar kazanmasında toplumsal menfaat bulunmasıdır. Türk piyasasında hâla ödemeler yoğunlukla nakit olarak yapılmakta, bundan genel ekonomi zarar görmektedir. 3167 sayılı Kanun bu konuda başarılı olamamıştır. Yeni kanun sağlıklı çek kullanımının önlemlerini göstermelidir.

14) Dördüncü sebep, karşılıksız çek ile mücadelenin ağır hapis cezaları ile önlenemediğinin anlaşılması nedeniyle, suçu önleyici önlemlere yönel inmesi gereğidir.

15) Beşinci sebep, kara para aklanması ile terörün finansmanında, çekin de rol oynamasına engel olunmasının zorunluluk hâline gelmiş bulunmasıdır. Bu sebep çek hesabının açılmasında ve hamiline çekte yeni yaklaşımları zorunlu hâle getirmektedir.

İşte gene başarısız bir kanun, ne diyor gerekçenin 14. maddesinde: Dördüncü sebep, karşılıksız çek ile mücadelenin ağır hapis cezaları ile önlenemediğinin anlaşılması nedeniyle, suçu önleyici önlemlere yönelinmesi gereğidir.

Ağır para cezası ile karşılıksız çek suçu önlenemiyor diyorsunuz gerekçede, ama siz yeni yasa tasarısında bu cezayı iki misline çıkarıyorsunuz. BU NE YAMAN BİR ÇELİŞKİDİR?

Çek kanunları hep başarısız, neden ekonomik hayatın gerekleri ile uyuşmuyor da ondan. İnsanlar zevk için değil zorunlu oldukları için çeklerini ödeyemiyorlar. Siz hile ve dolandırıcılık ile ekonomik yaşamın kurallarını karıştırıyorsunuz. Yanlışınız herkese dolandırıcı gözü ile bakmanız. Kendi yazdığınız gerekçeleri bir daha tekrar dikkatle okursanız göreceksiniz ki gene başarısız bir iş yapıyorsunuz. Yasa ile ceza ile piyasada güven sağlanmaz, doğru ekonomik politikalar ile piyasalara güven gelir. Siz atı dövemiyorsunuz, palana vuruyorsunuz, palan dağıldı, her vurduğunuz sopa ete kemiğe, cana denk geliyor.

Gerekçede görüldüğü gibi hükümet yasanın başarısızlığının farkındadır, cezaların işe yaramadığını görmektedir ve ayrıca mahkemelerin cumhuriyet tarihinde hiç görülmediği kadar ağır bir yük altında olduğu gerçeğini de en iyi hükümet bilmektedir. Karşılıksız çek sayısı 1,5 milyondur. Bütün bunları gören hükümetin yeni çek yasasında cezaları korusa da sağduyulu davranıp mevcut sıkışıklığı gidereceği, toplumu rahatlatacağını düşünüyoruz. Bu nedenle diyoruz ki özgürlük yolda.

http://rahmiofluoglu.wordpress.com

Devamını Okuyun
 
Anasayfa | About | Link | Link
Simple Proff Blogger Template Türkçe ÇeviriByNcdt .. ..